23 Eylül 2013 Pazartesi

                         EVLİLİK ELBİSESİ  '' 2 ''

                         Allah size evlerinizi dinlenme yeri kıldı. Nahl: 80
                         Her kuş kendi yuvasına sığınır, orada çoğalır, orada kanatlanır ve oradan
                         Sebepli yere uçar.
                         Her gün, bugün Allah rızası için ne yapacağız? diyerek güne başlayınız.
                         Evimiz de her gün daha iyi, daha güzel mutluluklar yaşamak için her sabah dünyanın yeniden kurulduğu, taze bir başlangıcın her anını değerli bir armağan gibi görerek güne başlayalım. Evimizden çalışmak için ayrılırken insanlara  mükemmel hizmetler hizmetler vermenin yollarını arayarak yola çıkalım. Bu mükemmelliğe  layık olmayan insanları da olduğu gibi kabul edelim. Bilmeliyiz ki her insanın olumlu yönleri de vardır, olumsuz yönleri de. Etrafımızda gördüğümüz olumsuzlukları düzelteceklerine inandığımız kişilere yapıcı bir biçimde gönülleri incitmeden söylememiz gerekmektedir. Bu toplumsal vicdanın gereğidir. Önce evimiz, komşularımız, çevremiz, iş arkadaşlarımız ve olması gereken her yerde, mutluluğa giden yolu önce biz açacağız. Bunu kırmadan, dökmeden, incitmeden yapmalıyız ve hayatı güzele götürmek için pusulamız doğruyu göstermelidir. İnsani olmayan olaylara karşı korkmadan, kötü düşünmeden, paniğe kapılmadan, sağlıklı düşünerek,  mücadele etmeliyiz. Unutmayalım ki hayat bir mücadeledir. Bu mücadele de her anı değerli kılmak, başkalarının hayatlarında olumlu bir değişim için, şifa dağıtan insan olmak lazımdır. Özlemimiz yaşamanın temel kurallarını kültürümüze göre düzenleyerek, yaşama biçimimizin temel yasalarını anlayarak, dünyada daha üst seviyede yaşamak olmalıdır.  İstemeden de olsa başkalarına zarar vermekten korkmalıyız. Mutlu yaşamak istiyorsak kendimizden çok şey verip, fedakarlığın büyüğünü yapan biz olalım, karşımızdan da  bu fedakarlığın azını bekleyelim. Sevgi vermekten mutlu olarak yaşamayı ilke edinmek, iki yüzlü olmamızı engeller, bu davranışları yaparak yaşarsak, yaşama enerjimizle başkalarını koruma, yardımcı olma ve huzurlu olmamızı sağlarız. Sevdiğin her şey büyüktür. İçi sevgi dolu insanın dünyaya bakışı da güzelliklerle doludur. Sevmek için,seven olmak gerekir. Kalbi değil aklı sevginin merkezi yaparsak her şeyimiz sevgi ile daha da güzelleşir. Bilmeliyiz ki biz insanları güzelleştiren inançlarımız, kalbimiz değildir, aklımız ve onun idaresinde ki davranışlarımızdır. Yaptığımız her şeyi farkında olarak yapalım ki hesabını da iyi -kötü verebilelim. Hayatı ne kendimize, ne de çevremize zehir etmeden gül yüzümüz de daima tebessümün olmasını sağlayalım. Bu düşüncelerimizi işimiz ne ise ona da yansıtmalıyız. Güç ve bilginden herkesin yararlanmasını sağlamalısın. Bilgi ve kabiliyetlernle iş yapmanın yanında daima gelişme içinde olmalısın. Her zaman net, planlı, sorumluluğunun bilincinde, ve zamanı iyi yönetirsen mutluluğu hem yakalar hem de ürettiklerinden fayda gören insanlar mutlu olurlar.
                         Günümüzde çileleri de mutlulukları da çoğaltan sebepler artmakta. Allah'a iyi bir kul olmayıp hem bu dünyaya hem de ahirete çalışmazsak kendi kendimize kötülük yaparız. Bunun içinde ruh ve madde arasındaki oranı iyi sağlamalıyız. Sağlayamazsak, kötü işlerin olacağını bilmeliyiz. İnsanın kendi kendisine yapacağı en büyük kötülük, aklı ile gönlü arasına fesat sokmaktır. Oysa, akıl ve gönül, birbirine zıt değil, birbirini tamamlayan iki önemli kuvvettir. İki ilahi cevherdir. Biri alt çene birisi de üst çenedir. İnsan özünden uzaklaşırsa, kendini tanımaz, aslını bilmez, şahsiyetini, kendini inkar eder. bu da insanda bunalıma sebep olur. Oysa kimliğimizin ne olduğunu düşünüp, kendi özümüze, aslımıza uygun işler yaparsak mutlu oluruz. Kendi kendimize yabancılaşmadan, sosyolojik ve kültürel açıdan da tıpkı özüne uzak kalman milli kimliğini zamanla kaybolmasına ve başka kültürlerin etkisinde kalmasına sebep olur. Bu acı son seni taklitçi, tüketici yapar. Örfünü, adetlerini, ananelerini unutturur  kısacası kültürünü bozar seni  senden uzaklaştırır. Maddenin esiri yapar. Üretmeden,  tüketen olursun. Olmamak için de,  iş ahlakını geliştirerek namerde muhtaç olmamak için medeniyette kalkınmak görev ve bilincinde olmalıyız. Duyarlı olup, duyarlı düşünerek ilmin insanlara aktarılması, onların bilgili kılınması, san'atın yaygınlaşması, sosyal ahlakın yüceltilmesi; fakir, yoksul, dul, yetim, garip insanlara ırk, dil,din cins ayrımı yapmadan yardım etmek akıl ile gönlün müşterek davranışı, yani huyumuz olmalıdır. Kültürümüzde insanlara hizmet,  için önce aklı, ilmi ve bilgiyi geliştirmek lazım. Zeka ve yaratıcılığımızla çaresizliklere çare olalım. İşte o zaman hayat yaşamaya değer olur. Allah'la barış ve biliş içinde yaşadığın zaman, bu dünyan da, öbür dünyan da güzelliklerle dolacak cenneti yaşarsın. Yaşadığın her günde insana yakışmayan bir hareketin, düşüncen, işlenen bir günahın, bir kimseyi kırmak, incitmek, başkasının hakkını yemek,ya da bencil bir davranışın olmasın.  Bu davranışlar seni insanlıktan çıkartır. Başkalarının mutluluklarını engelleme. Allah bu kulları sevmez, bu davranışlar yeni nesilleri yetiştirecek ana-babaların davranışı olmamalı. Allah'a yakın olmak istiyorsan Allah'ın istediği gibi ol. Yüreğin sevgi ile dolu olsun. Mutluluğu üreten, vücudun sağlığına bağlıdır.  Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz hep güzel olsun ki her yer güzelliklerle dolu ola.
                       Mutluluğu hiç bir şarta bağlamadan yaşamak lazımdır. Mutluluk şarta bağlı olmaz. Zihnini ve zihniyetini kirletmeden yaşa ki. Yurdun mesut, yuvan bahtiyar olsun. Başkalarına muhtaç olmak zorunluluk değilse kötüdür diyerek çalış,.İraden beyin gücünü iyi yönlendirerek her anı birbirinden güzel hale getirsin, çünkü; fikrin iyisi seni Hakka götürür. Başarısızlıktan kaçınalım, başarılı olmak için adil olarak çalışmak gerekir. Güçlü yönlerimizi geliştirerek öne çıkarıp,zayıf yönlerimizin etkisini aza indirelim. Sorumluluk taşımak meziyetimiz olmalı ve neyi ne zaman nasıl yapacağımızı bilmeliyiz. Zamanın kıymetini bilerek dünyada aklın ürettiği tüketim araç ve gereçleri ile birlikte zaruri olarak vazgeçemeyeceğimiz  buluşlar da ki değişimin beklediğimizden hızlı olduğunu düşünüp yapmak istediklerimizi bir an önce yapmalıyız. Yoksa sona kalan dona kalır durumuna düşeriz. Mecbur kalmadan değişmeliyiz. Planlamacı üretir, takip edemeyenlerle, değişime karşı olan da ot gibi yaşar. Eğer yaşamak istediğimiz dünyayı kendimiz planlamazsak, başkalarının planladığı şekilde yaşarız.Başarı bağışlanmaz, kazanılır.Kendinize inanın. Yaşadığınız anı bir önceki günden daha güzel yaşamalısın. Bunu yakalamaya çalış. Gerilimden, stresten uzak kalmayı becer. Sev. Daha çok sev. Adaletsizlikten nefret et. İyi olmak kolaydır, adil olmak zordur, mükemmel olma daha da zordur. Herkese adil davran, kimseye ayrıcalık tanıma ki insanlardan saygı göresin, sevgiye layık olasın. Kuş bile yuvasından sebepsiz uçmaz. Önce neyi amaçladığımızı bileceğiz. Neyi amaçladığımızı bilmediğimiz sürece, harekete geçmemiz zor olur. İstediğimiz amaca ulaşabilmek için önce sağlıklı olmak gerekir. O olmadan hiçbir şey olmaz. Hz.Ali'nin dediği gibi ''İnsan, her şeyden önce sağlığına dikkat etmeli, çünkü, her maksadın gerçekleşmesi, vücut sağlığına bağlıdır.'' Aile içi ilişkiler de çok önemlidir. Eşinle, ailenle ve arkadaşlarınla doyurucu ilişkiler yaşamak sana mutluluk verir. Kişisel gelişim de çok önemlidir. Ruhsal gelişimine önem vererek hayatını öğrenmeye ada, kendini geliştir, bu yolculukta insanları sev, onlara yarayacak şeyler üret, ilgi ve özen göster. Günümüz mutluluklar peşinde koşarak: başkalarını korumak, onlara yardımcı olmak ve huzurlu ortamlar yaratmakla geçmeli.

                                                                                  BİLAL GÜRER

                                                                        AYVALIK 24/EYLÜL/ 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder