KARAKTER GELİŞMEMİŞSE
TAHSİL İŞE YARAR MI?
Aslında
bu soru cevabı içinde olan bir sorudur. Diğer bir ifadeyle uçlu sorudur.
Geçmişe
dönüp baktığımızda nice tahsil görmüş ama ‘’adam’’ olamamış insanların ülkenin
maddi ve manevi kaynaklarını heba ettiklerini görürüz. Bunun sonucu olarak da,
toplumun ve bireylerin rahatsızlığının, huzursuzluğunun her gün biraz daha
arttığına şahit oluruz.
Güçlü
bir toplum meydana getirmek için görev üstlenenlerin itibarlı, karakter sahibi,
ahlaklı ‘’bilime, teknolojiye’’ önem veren, doğru ve iyi olan şeyleri yapabilecek,
güçlü nesilleri hiç bir fedakârlıktan kaçınmadan yetiştirmelerinin şart
olduğunu biliyoruz. Karakterli insan sayısını artıran toplumlarda insanların
işlerini taviz vermeden en iyi şekilde yaptıklarını, ilkeleri ile menfaatleri
çatıştığında beyni ve kalbi temiz olduğu için büyüklük göstererek
‘’menfaatçilik’’ egosuna hayır dediklerini ve böylece ilkeleri ile büyüdükleri görülmektedir.
Başarılı
olmak için karaktersizleşen, onurunu satanların yanında, başarısız
olduğunda ahlaken fakirleşip, karakterinden ödün veren, özünü, sözünü,
içini, dışını bozan ‘’dağı görüp tavşan, denizi görüp balık olanlara’’da
çokça rastlıyoruz.
Karakter
eğitimi ve tahsilin;
İyiyi sevmeyi, iyiye ulaşmayı, kendine ve topluma
karşı olan önemli sorumlulukları yerine getirmeyi, aşağılık kompleksine
hayatında yer vermeme bilincini ve herkesin kaderinin kendi elinde olduğu
bilincini öğrettiğini anlıyoruz.
Tahsil
ise tekil olarak;
Söz
verip vermemeyi, verdiği sözü tutup tutmamayı, güler yüzlü, yardımsever
olup olmamayı, başkalarının kendimiz hakkında olumlu düşünmesi için
gayret sarf edip etmeme isteğini öğretmez. İnsan olarak dener, yanılır, acı
çeker iyi ya da kötü karakterli oluruz…
Bu
kapsamda bazı sorularla kendimizi test edebilmeliyiz;
Kendi
karakterimizi inşa ederken sözüne güvenilen, dürüst, adil, yüreği sevgi ve
saygı dolu karakteri güçlü, kişiliği oturmuş, makul ve mantıklı düşünen,
unutulacağını bilse de iyilik yapmak için elimizden geleni yapabiliyor muyuz?
Kişilikli
insan olup, büyük düşünüp daha iyi şeyler yapmak için sağlıklı kararlar alıp,
güçlü olabilmeyi, yaşama yön verebilmeyi, ülkemizi ve dünyayı insanca yaşanabilir
yapabilmeyi, asırlardır yapılanları bir gecede yakıp, yıkıp yok etmenin
aşağılık bir davranış ve küçük düşünme olduğunu görebiliyor muyuz?
Aslında
bunlar mutlu bir topluma ulaşmanın yollarıdır. Yeter ki o yolları yürümesini
bilelim. Karakterli insan olduğumuz zaman, eleştirilerden korkmayız, suç
işlemeyiz, hüznü, acıyı paylaşmasını biliriz, mahalleyi, komşuyu var sayar,
sokakta karşılaştığımız insanlarımızla selamlaşır ve böylece o yolları daha
sağlam kılarız.
Başkalarının
derdini kendi derdimiz bilerek, değerlerimizi ve insanlarımızı yok etek yerine
vicdanlı olup adaleti yerine getirmek için yaşamalıyız. İşte o zaman herkes
kendi ölçeğinde “karakter gelişmemişse tahsil işe yarar mı” sorusuna yukarıda
vurguladığım çerçevede bir cevap bulur.
Bilal
GÜRER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder