24 Ekim 2016 Pazartesi

MUTSUZ OLUŞUMUZDAN KİMSEYİ SORUMLU TUTMAMALIYIZ,
Mutluluk,ne zengin ne de fakir der,dirlik ve düzenin kıymetini, yaşamayı bilenleri sever,mutlulukta,mutsuzlukta kendiliğinden gelmez onları biz kendimiz yaratırız,
İnsanın yapısında var olan mutsuz ve huzursuz yaşama korkusunun her olumsuz işin hazırlayıcısı kendisidir,hırsını yenemediği için de kendisinin mutsuz yaşama nedenlerini hazırladığından mutsuzluk nedenlerini kendimizin dışında aramamalıyız.
Mutluluk ve gerçek özgürlüğü yaşayabilmek için karşılıklı güvene, sevgiye dayalı toplumsal birliği güçlendiren,''ben''değil ''o'' diyen ''verme'' ruhunu bizler tembelliğe ve asalaklığa sebep olarak yaşama şekline dönüştürdüğümüz için mutsuzluğun sebebini kendimizde arayıp başkalarını suçlamamalıyız,
Duygu sömürüsü yaparak mutluluğumuza engel olma suçunu başkalarının üzerine atanlar,kendilerini sorumluluktan kurtarıp rahatlamak için yalan söyleyip, haksızlık yaptıklarında karşı çıkmadığımız için biz sorumluluktan kurtulamayız,.
Kimsenin bizim hatalarımızı düzeltmesini beklemeden,kendi yaptığımız hatalarımızı görerek,kendimize çeki düzen verip,kendimizi acınacak duruma düşürmeden sırtımızı bir yerlere dayamadan,bedavadan yaşamadan “adam gibi” yaşamayı tercih etmememiz de başkaların da suç aramamalıyız .
İnsan ilişkilerimizde,irademizi doğru kullanmayıp kişisel hırslarımıza ulaşmak için,haksızlıklar ve ikiyüzlülüklerle başkalarına zulüm ederek,çamur atarak,iftiralarla barışı yok edip mutsuzluklara sebep olan huzursuz yaşama ortamını biz yaratırız.
Başkalarına olan şahsi üzüntü ve kızgınlıklarımızı,kendi kendimize aşık olup, kendimizi beğenmiş olduğumuzdan bütün şahsilikleri devre dışı bırakıp kişisel zevk ve arzularımıza kavuşmak için başkalarının yararını bir kenara bırakmaktayız,
Asıl güzellik iç güzelliği,davranış güzelliği bu güzelliği dedikodu ve arkadan konuşma ile kendimiz bozarak,insanların birbirine kin duymasının sebeplerini hazırlar,düşmenin de,yükselmenin de kendi elimizde olduğunu bilmeden mutluluğumuzu kendimiz bozarız.
Zaafa düşerek,kural tanımadan yalanlarla yaşayanlar,dalavereler çevirerek,haksızlıklar yaparak kendi isteklerinin olması için başkalarının zarar görmesini umursamadan,menfaatlerine uygun yaşayanlar kendinizin küçük düşme ve mutsuz yaşama sebebini başkalarında aramayız

Başarıları olduğu kadar başarısızlıkları da üzerimize alacak kadar güçlü olup,mutlu yaşamak için hoşgörü ve hataları Adalet dediğimiz kavramın özünü bozmadan karşılıklı güven ve saygı içerisinde,söz ve davranışlarımızla hayat boyu seven ve sevilen olarak yaşamalıyız.
''Yokluğunda,varlığında kıymetini bilerek ,dışı kalaylı içi vay vaylı mutluluklar yaşayanlardan olmamalıyız''
BİLAL GÜRER
24-10-2016

14 Ekim 2016 Cuma

BÜYÜKLENENLER,
RUH GÜZELLİĞİNİ TERK EDENLER;
Büyüklenmeden, ülkemize ve insanlara faydalı olmak için: Hoş olmayan, tedavi edilmesi zor olan her düşüncenin, olayın, fikrin karşımıza çıkmasına izin vermemeliyiz. Verirsek biz sorumluyuz, insanlar bunu bilmeliler.
Büyüklenenler,kuvvetli, üstün ve yüce olmak için yalnız kendini ve kendi çıkarını, düşünerek yaşar. Başkalarını dikkate almaz, kendini diğer kişilerden üstün görürler.
Büyüklenenler: Maddi refah üstünlüğünü düşündüklerinden ülkesinin ve dünyanın bir köşesinde masum, mağdur, muhtaç insanların öldüğünü görse bile hiç etkilenmezler.
Büyüklenenler: Hep kendisi büyük olsun, ben ne olursam olayım herkes beni sırtında, omzunda taşısın, makam, ilim, mal, servet ve karar verme yetkisinin hep kendi elinde toplanmasını isterler.
Büyüklenenler: Sadece önce kendi rahatını düşünürler, insanlığa bir şey verme dertleri olmadığından çıkarının olduğu her yerde herkese iyi davranırlar. Acımadan başkalarını kullanmaktan hiç çekinmezler.
Büyüklenenler: Başkalarını korkuyla yaşatmaktan zevk alırlar. Sevgiyle yaşamak isteyenlere fırsat bile vermezler, gerçekle yüzleşmezler ve çıkarları yoksa başkalarının ihtiyaç ve problemleriyle hiçbir şekilde ilgilenmezler.
Büyüklenenler: Kendisinden büyük olanların önünde eğilirler, küçük olanları ezmek için güç kullanmaktan, onları saf dışı etmek için iftira atmaktan, sorumluluğu başkalarının üzerine yüklemekten çekinmezler.
Büyüklenenler: İnsanların iyi yönlerinden, övgü ile dürüst şekilde başarılarından yararlanmak yerine; yetenekleri olanları, yağcılık yapmadıkları için inciterek saf dışı ederler.
Oysa gerçek büyüklük mağruriyet değildir. Gerçek büyükler: Kimsenin hatasını yüzüne vurmazlar, rakiplerinin hatası varsa düzeltilmesini isterler aleyhine kullanmazlar, onların gururunu incitmez, akıllı ise emir vermek yerine sorular sorulmasına izin verirler.
Gerçek büyük insanlar: Erdemli, doğru insan olup karşısındakileri eleştirmeden önce yaşamı şekillendiren gerçeklerle yüzleşmeli, kendi hatalarını görmeli, hatalarından söz etmeli, “iğneyi kendisine, çuvaldızı başkasına batırıp”, yanlışlıklarını bilmeliler.
Büyük insan diyebildiklerimiz: Kötü şeyleri değil, iyi şeyler yapmak için; kendini donattığı zaman yokluğun ve çözümsüzlüğün içinden bir çözüm bulur. Toplumun zihninde canlandırdıklarının gerçekleşmesini sağlayabilirler.
Biz Türklerin özü insanı seven ve yücelten bilgilerle, hünerlerle dolu olmalı. Türk insanı büyüklenmeden herkese yardım eden, kimseye avuç açmayan, almaya değil vermeye çalışan, herkesin iyiliğini isteyen, güneş gibi aydınlatan düşünce ve fikirlerin olduğu cömertlik denizinde yüzmelidir.

BİLAL GÜRER
12-10-2016

2 Ekim 2016 Pazar

Yaşamak;
''Gerçek zenginliğin gönül zenginliği olduğunu bilerek yaşamak'
Aslı temiz olarak yaşamak için, başkalarının bizi hak etmediğimiz yerlere yükseltmesine izin vermeden, kendi gücümüz ile aczi ayaklar altına alıp,kibirlenmeden,büyüklenmeden şerefli yaşamak,
Hayatı anlayarak, gerçekleri görerek hesabı temiz olan bir usta gibi yüzü ak,alnı açık ve alın teri ile yıkadığı yüzünün hep gülen doğru bir hayatı yaşamak için yanlış hayaller kurmadan kusursuz ve mutlu yaşamak,
Yaşarken her insana kıymet veren,benliğini öne çıkarmayan kıymet verdiği insanları kıskanmayan,öldükten sonra da onları övmeyen,bildiğini bilen,bilmediğini de bilen olarak ve nereye gitse kıymeti bilinen olarak yaşamak,
Nemelazımcılara da,nenelazımcılara da kızarak kötülüklerin olmaması için yapması gerekenleri kendi özünün farkında olup kör, sağır ve dilsiz olmadan,susmadan karanlıkları aydınlatmak için mücadele ederek yaşamak
Acı ve korkulara göğüs gerip,gelişme için kitaptan,uzak durmayıp okuyan düşüncelerini olgunlaştırıp bilgi öğrenen, bilgisinden de, görgüsünden de yararlanılan,zalim değil merhametli başkalarının elinde olana değil kendi elinde olana güvenerek yaşmak,
Makam, mevki ve şöhret sahibi olmak için kurnazlık yapmadan işine geldiği gibi yaşamak için zora başvurmayarak,insanların akıllarını çelmeden,yalanı allayıp pullamadan,göz boyamadan, kanunlara uyarak iki kimlikli olmadan yaşamak,
Bir ışık kaynağı haline gelip ışığı tutmakta ve yaymakta usta olup,kendinizi daha çok severek,başkalarına verdiğiniz ışığın hayatınızı güzelleştireceğini,hayatınıza daha iyi şeylerin katacağını bilerek yaşamak,
Gerçek bir sevgiyi,kendinden başka olanları da severek,hoş görülü olup ötekileştirmeden ''Yaşama sanatının içinde insanın,hem sanatçı,hem de sanatçının ürünü'' Yani hem doktor,hem de hasta olduğunu bilerek ve kadere inanarak yaşaması ne güzel.
BİLAL GÜRER
30-09-2016