28 Eylül 2017 Perşembe

GELECEĞİMİZ İÇİN:
Büyük ATATÜRK’ÜN “Milletin istikbal ve istiklalini milletin azim ve kararı belirleyecektir’ sözü sosyal barış ve toplumsal mutabakatın önemini ve gerekliliğini ifade eden ve bize bu anlamda yol gösteren stratejik değerde çok önemli bir ilkedir.
Küreselleşme olgusunun dünyayı kuşattığı ve yeniden tanzim etmek için bütün coğrafyamızı savaş alanına çevirdiği bir savaştan, Atatürk ve silah arkadaşları ile Cumhuriyeti kurarak çıkan Türk milleti, bugünlerde komşumuz olan devletleri parçalayarak daha kolay ve etkili kontrol etmek için yeni devletçikler kurmaya, Sevr projesini hayata geçirmeye çalışmaktalar, Türk Milleti bunun uzantısında sıranın kendisine geleceği gerçeği görebilmelidir.
Millet olarak zor bir süreçten geçtiğimiz şu günlerden çatışmacı dil yerine barış dili ile konuşarak, özgür düşünceli, anlayışlı ve affedici olmak, birlik ve beraberliğimizi sağlamak için, birbirimize değer verip, dinlemek, hoşgörülü davranmak, dostluk bağlarını kuvvetlendirerek, kırgınlıkların önüne geçme sorumluluğu içinde olduğumuzu bilmek her erdemli insanın görevi olmalıdır.
Kuralları ve hukuku tanımanın, farklılıklarımızın farkında olmanın, birlikte yaşamayı bir cazibe merkezi haline getirmenin ve bundan bireylerin faydasını en çoğa çıkartmanın toplumsal barış ve güven içinde yaşamanın yolunun adaletli olmaktan, sosyal barışı ve huzuru tesis etmekten geçtiğini bilerek, toplum düzenini bozan kin, nefret ve düşmanlık gibi duyguları yok etmeliyiz.
Biz TÜRKLER, bu coğrafyada tüm farklılıkları ile onlarca milleti, kültürü bir arada huzur içinde ve adaletle yönetmişiz, toplumsal alanlarda en ufak bahanelerle tartışma ve kavga çıkarmadan asırlardır bir arada yaşamışız ve yaşamaya devam edeceğiz. Karnı tok, başı dik ve özgür yaşamak için toplumumuzu bir arada tutan, gelenek ve görenek, örf ve adetler, dini inançlar, kültür farklılıklarımıza rağmen birbirimize saygımızı devam ettirebilmeliyiz.
Hakeza, biz TÜRKLER’in kültüründe, düşenin düştüğü yerde kalmasına göz yumulmaz. Düşen el birliği ile kaldırılır, sıkıntısı giderilerek insanlık haysiyeti içerisinde yaşaması temin edilirdi. Her şeyin iyisini kendisi için isteyenler karşısındakine de isterdi. Tıpkı yapı taşlarının arasındaki harçların taşların birbirini tutmasını sağladığı gibi ahlaki değerlerimizi de bizi böylesine bir arada tutabilmelidir.
Yarınlar da çok büyük tehlikeler yaşamamak için kaş yapayım derken göz çıkarmamaya dikkat etmek, birlik ve beraberlik içinde güçlü bir TÜRKİYE için hepimiz birliğimizi zayıflatan nefsani hesapları, cehalet, bencillik ve duygusuzluğu, dünya menfaatlerini bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz.
Cumhuriyeti savaşla kuran atalarımızın mirası, saldırgan küresel güçlerin, etnik ve inanç bağlamında milletimizi barış adına ayrıştırma oyunlarına gelmemek için binlerce yılda oluşturulan kültür ve medeniyet zenginliğimizi korumalıyız. Ülkemizin yeryüzündeki jeopolitik değerini bilmeye bugünlerde daha çok ihtiyacımız olduğunu bilerek toplumsal barışımızı, birlik ve beraberliğimizi devam ettirmemiz gerekmektedir.
Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesapları olanların barış ve demokrasi yalanlarına aldanmamak, ATATÜRK ve silah arkadaşlarının milleti ile bütünleşerek verdiği MİLLİ KURTULUŞ TARİHİMİZİ iyi incelememiz gerekmektedir.
Savaşlarda arkadaşının yarasını üstündeki gömleğini yırtarak saran bir neslin evlatları bugün yağmurlu havada bile arkadaşına su dahi vermek istememektedir.
Bu halimiz iyi düşünülmelidir…
BİLAL GÜRER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder