30 Mayıs 2016 Pazartesi

1453-FATİH SULTAN MEHMET - 2016 BİZ
''Diri de olmaz ise ölüye hürmet çözülür bağları dağılır millet''demişti Ziya Gökalp,
23 Nisan 1920 de,29-Ekim 1923 te,19 Mayıs 1919 da,bizi biz yapan bayramlardır,tarihimizde ki diğer başarılarla övünüp,başarısızlıklardan da ders almak, anlam ve önemine değer verip kutlamak ta bizim 
görevimizdir. Dini ve Milli günlerin tamamının bu millete ait olduğunu bilmek gerekir.Acı da,sevinçte bizimdir.
Fatih Sultan Mehmet,Hem dünyayı,hem ahireti ayetlerin ve hadislerin ışığında birlikte düşünen, her şey''adalet'' için diyen bir anlayışın adamıydı,
Yoksulluk umurunda olduğu için,''veren el,alan elden hayırlıdır'' ve ''hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için,hemen ölecekmiş gibi ahiret için çalış,''emrini yerine getirmek amacı ile alimlerden ders alır uygulardı,
Devlet bir ahlak ve hukuk kurumudur diye düşünür bu kurumları koruyup yüceltmek ile halkın saadet ve mutluluk içinde yaşayacağına inanırdı,
İlim,akıl ve ahlak anlayışına aşık olup, alimlerin,sanatkarların ''toplumsal mutluluk ve milletin refahını,saadetini sağlamak için çalışmalarını planlardı,
Kimseyi horlamadan iyiliğin kölesi,kötü kimselerin alçalarak yaptığı işlerinin insanlara zarar vermesine engel olan,ahde vefa ederek yaşamayı vazife sayardı,
İnsanlarla iyi geçinmeyi,işlerinde hile,kurnazlık yapmamayı,kimseye garez ve kin ile güçlük ve zorluk çıkarmayı insanlıktan çıkmak olarak anlardı,
Yarınsız yaşamaz,merhametli ama halkına zarar verenleri affetmeyen,halkının dertlerini araştıran,olanlara da deman olmaya çalışıan,asalak geçinenlere de çok kızardı,
''Ölünceye kadar ağaç dikiniz'' diyen Hz. Muhammed aşığı olan Fatih Sultan Mehmet ''ormandan bir dal kesenin başını keserim''diyecek kadar doğa aşığıydı,
Asıl olan halktır,hizmet o'na ve her şey o'na layık ve yararlı olmalıdır,halkın zayıf ve yoksul olması düşünülemez,halkının mutluluğunu sağlamak için cömert ve duygulu bir adamdı,
Zamanın ve sağlığın değerini bilerek,boş zamanını iyi değerlendirip çalışmayı ibadet sayarak büyüklerin işini işlerin en büyüğü sayardı,
''insanların idaresinden hoşnut ve razı,sulh,neşe ve huzur içinde olup her türlü zarar ve sıkıntıdan uzak yaşamaları için insanlara iyilik etmekten ayrılmazdı,
2016 DA FATİH SULTAN MEHMET OLAMAYAN BİZ,
''Hakikatle aramıza bir perde gerdik,insanı insan yapan değerleri dünya malını artırmak için bir kenara koyduk,imanımızı sermayeye mağlup ederek ekonomik ablukaya teslim olup iki yüzlü siyaset sayesinde çok şey kaybettik.
BİLAL GÜRER

7 Mayıs 2016 Cumartesi

BAŞIMIZIN TACI ANNELERİMİZDİR;

İnsan Gözünün İlk Gördüğü: “Annesidir”

İnsan dünyaya geldiği ve gözünü açtığı zaman karşısında ilk gördüğü annesidir...sevgiyi her acının, her ''sorunun'' en önemli çözüm yolu görerek hakiki ve kalıcı sevgilerin ateşiyle yanmayı, her acıya katlanan ve iyi evlat olmamızın inceliklerini öğreten annelerimizdir...

Yavrusunun kokusunu hissetmediği, yavrusunu kollarına almadığı zaman mutsuz olan, yavrusu uyumadan uyuyamayan O'ndan önce uyanan, ne yapsak hakkını ödeyemeyeceğimiz,annemizdir...

Fedakâr ve sabırlı olarak hep verici olan, her zorluğu yenerek çocuğuna değer veren ve bunu hissettiren, .gülüşünü hiç eksik etmeyen, yavrusunun içini sevgiyle dolduran,bunun için de cennetin ayaklarının altına serildiği varlık annemizdir…

Ağladığımızda ağlayan, güldüğümüzde gülen, hastalığımızda geceleri hiç uyumadan başımızda bekleyen, hatta “Allah'ım yavrumun hastalığını bana ver” diyecek kadar yavrusuna şefkat gösteren annemizdir…

Hayatta başarılı olmamız için ayaklarımızın üzerinde durmayı öğretmeye çalışan,her zaman iyiliğimizi isteyen, iyi huylu,becerikli,aklı başında,neşeli bireyler olmamızı ve ayağımıza bir diken parçasının bile batmasına razı olmayan annelerimizdir…

Güler yüzlü ve tatlı dilli olmayı, asık surat ve sert sözlerle insanları incitip kırmamayı, hayatta başarılı olmamızın yolunun çok çalışmaktan geçtiğini,yaşamak için iyi şeyler yapmaya koşmayı öğreten annelerimizdir,

Mutluluğa ulaşmak için nezaket ve zarafeti,çevremizdekilere yardım etmenin zevkini,örf ve adetlerimize göre saygısızlık ifade eden davranışları yapmamızın üzüntülere yol açacağını öğreten annelerimizdir,

Sevmeyi bilmeyi,arkadaşlar edinmeyi,hedefe sahip bir birey olmayı, kendimize güvenmeyi , zamanın değerini öğreten annemizdir.

Doğruyu söylemekten asla çekinmemeyi,kapımızı çalan fakir,zayıf ve misafir kim olursa olsun geri çevirmemeyi, yüreklerimizden sevgi ve merhametin eksilmemesini, sadakat,vefa,saygı ve sevgiyi yaşamayı, yaşatmayı öğreten annelerimizdir,

Yaşamak için yemeyi, yemek için yaşamamayı,kimseye kul,köle olmamayı, kardeşlerimizi ve başkalarını kıskanmamayı,kimsede ayıp,kusur aramamayı varsa düzeltilmesine çalışmayı,gösterişten hoşlanmamayı öğreten annemizdir,

Sevgi,güven ve bağlılık duygularını geliştirmek için birbirimizin sevinç ve üzüntülerini paylaşmayı,herkesin hakkını hukukunu korumayı,görüş ayrılıkları yüzünden kavga etmemeyi,edeceksek Ülke bütünlüğü, Özgürlük ve Bayrak için ‘’ortak iyi’’ için etmeyi öğreten annemizdir,

Kendimize güvenmeyi,fedakâr ve sabırlı olarak hep paylaşmayı,esnek olmayı,inatçı olmamayı,olumlu düşünmeyi,diyaloğa açık olmayı,en güzel şeyin şefkatli olmak olduğunu,en güzel şeyin iyilik yapmak ve cahillerden uzak durmak olduğunu öğreten annemizdir. O ilk ve son öğretmenimizdir. 

Ya bugün?

Anne sevgisi, sevgilerin en güzelidir diyerek annelerimiz için ne yapıyoruz?

Ömür boyu sevgiye, saygıya, hizmete ve hürmete layık olan en yüce varlık bildiğimiz annelerimiz için ne yapıyoruz?

Karşılık beklemeden ‘’of !’’ bile demeden layıkıyla sevebiliyor muyuz?

Pişmanlıklara yol açacak durumlara yer vermemek için çok sevdiğimiz annelerimize cenneti bu her şartta bu dünyada yaşatmayı,her acılarını tatlıya,hüzünlerini mutluluğa çevirmeyi,dertlerine derman olmaktan zevk almalıyız,

Azap içinde ölmemek istiyorsak merhametli olmamazı,sevginin sevgiyle çoğaldığını bizlere öğreten annelerimizi layıkıyla sevmeli, onları her zaman hatırlamalı, en güzel şekilde hizmet etmeliyiz, alçak gönüllülükle üzerine kanat germeliyiz,

TÖREMİZDE;

‘’Sen olmaz isen ne tek bir can,ne tek yiğit ne de insan,çilekeş TÜRK kadını sen gül ki gülsün VATAN’’ anlayışı vardı ama son 20 yıldır Analar ne yazık ki ya azarlanıyor ya da acısı artarak yavrusunun ardından ağlıyor.

Hak her zaman doğruya yardımcıdır.

BİLAL GÜRER

3 Mayıs 2016 Salı



GAFLETE DÜŞMEMEK İÇİN;

''İNSAN OLANIN DUYAN BİR KALBİ VE DERDİ OLMALI, 
DERDİ DE İNSANA ACI ÇEKTİREN HER HAKSIZLIĞA KARŞI ÇIKMAK OLMALI,
OLANLAR KARŞISINDA DA UYUMAMALI,''
Mühim olan insanların nelere kıymet verdiğidir,insan,ne duyarsa,ne görürse,ne hissederse ona göre duyar,görür ve hisseder,insan olarak iyi yaşamaya çalışırken başkalarının da iyi yaşaması,yaşamlarını kendisinin yönetmesi için çaba sarf eden olmak gerekir.
Barış ve sevginin birleştiği, dostlukların daha çok büyüdüğü, hoşgörünün arttığı,hüzünlerin azaldığı, mutlu ve umutlu nice hayırlı,güzelliklere vesile olan günleri kendimiz ile yüzleşerek yaşamak için;
İnsan,hoş olmayan her düşüncenin,bir kötülüğe,sebep olacağını düşünerek hayatımızın olumsuz yönde değişmemesi için insanların iki cihanda da yüzünüzün ak olması için her şeyden vazgeçse de, haysiyetinden asla  vazgeçmeyeceğini bilmelidir.
Yoksulların elinden tutup kaldırmak,fırsat eşitliğinde zirveye çıkmak istiyorsak,paranın,makamın şaşkını,düşkünü,kölesi olup ahlak değerlerini yıkmamak için gaflete düşmemek gerekir,
Hz.Muhammed demiş ki;
İIim yapmak, ameIden hayırIıdır. Dinin kıvamı da verağdadır. AIim iImi az da oIsa, iImi iIe ameI edendir.
Hakkın diIe getiriImesi gereken yerde susan, diIsiz şeytandır.
AdaIet oImadıkça;
Yönetimin faydası oImaz.
Edep oImadıkça; AsaIetin faydası oImaz.
CömertIik oImadıkça; ZenginIiğin faydası oImaz.
Güven oImadıkça; Sevincin faydası oImaz.
Kanaat oImadıkça; FakirIiğin faydası oImaz.
AIçak gönüIIü oImadıkça; YükseImenin faydası olmaz.
Hz Ebubekir demiş ki;
DoğruIuk emanet, yaIancıIık hıyanettir.
Hz Ömer demiş ki;
Gözü haramdan korumak, en güzeI şehvet perdesidir.
Hz Osman demiş ki;
Doğru Alın, Doğru Verin.
Hz Ali demiş ki;
KaIp kör oIduktan sonra, gözIerin görmesinde hiçbir fayda yoktur. HaksızIık önünde eğiImeyiniz. Çünkü hakkınızIa beraber şerefinizi de kaybedersiniz. Ya söyIeyen, öğreten biIgin oI, ya dinIeyen beIIeyen öğrenci, üçüncüsü oIma.
 Bilmeliyiz ki,Din ,doğru inanç,,riyasız ibadet ve yüksek ahlak demektir.
Kendimizi ve haddimizi bilerek kendi kendimizi kandırmadan gaflete giden adımlar atmadan yaşamalıyız.
BİLAL GÜRER