17 Aralık 2015 Perşembe

DOST,
GÜZEL ŞEYLER KONUŞUP,
GÜZEL ŞEYLERE BAKIP,
GÜZEL ŞEYLERİ PAYLAŞANDIR!
-Gerçek dostlar olmadan var olmamız mümkün değildir,dostlar,bizim yaptıklarımızı, konuştuklarımızı,düşüncelerimizi ve sevgimizi tanır bilir,toplumsal ölçütlere göre değil,bizi benliğimizle var eder,
-Gerçek dostlar, bizi üzeceğini bilse de doğruları söyler; dostlar,sorunlarımızı, kusurlarımızı,hatalarımızı bilir,onaylamasalar da yanımızda olur, çünkü onlar bizim için her zaman en iyisini ister,
-Gerçek dostlar, kaybetsek de yanımızda olur,dostlar,beklentileri olmadan kayıplarımızı yüzümüze konuşurlar, arkadan konuşmazlar,kırgınlıklarını, eleştirilerini,temiz hesaplar yaparak söyler,
-Gerçek dostlar,ulaşılabilir,başarıları,mutlu anları kıskanmadan takdir eder,
dostlar,hayatı daha kolay ve yaşanılabilir kılar,dinler,yol gösterir,yapıcıdır ve aldığından fazlasını verip,düşünceli hareket eder,
-Gerçek dostlar,umutsuz zamanda umut olup,düştüğümüz zaman ayağa kaldırıp yürütür,güzel sözleriyle kalbimizde yer etmesinin yanında hayatı iyi ve güzel yaşamamız için çaba sarf eder.

BİLAL GÜRER

13 Aralık 2015 Pazar

NEFSİMİZİ YENMESİNİ ÖĞRENMEK Bilal GÜRER

Nefsimizi yenmesini öğrenemedik ve ne hazindir ki nefsimize yenildik…

Nasıl mı?

Nefsini yenen insan, vermenin almaktan daha iyi olduğu gerçeğini hayata geçirerek yaşar, etkili çalışır, doğru şeyler yapar, aldığından daha fazlasını vermek için çabalar, şahsi hevesler için koşmaz, kalbini hep güldürür, tüketici olmaz, üretici olur.

Nefsimiz, yaptığımız ve yapacağımız işlerde kendimize de topluma da eziyet etmeden bize doğru işler yaptırırsa, başkasının hakkını yemeden medeniyette ki değişimleri kucaklamakta kendimizi sorumlu hisseder ve bu sorumluluktan faydalanarak daha güçlü oluruz. 

Nefsine hâkim olan, güzel insan olur, azimli insan olur, alnı açık, sırtı terli ve gözü büyük engelleri aşmak için hedefe kilitli olur, hakka inanıp, insanlara değer verip yardımlarına koştuğu kadar insan olur. İşte o zaman insan, çocuklarının gurur duyacağı ideal bir ana-baba olur.

Nefsini yenen insan, dinlemesini bilir, eleştirilmekten korkmaz, yol gösterici, lider, sadık dost, merhametli, becerikli, ara bulucu ve karakteristik bir model olarak örnek insan olur. İnsanlar içinde bu ruhu taşır ve yenilikçi olursa nefret duygularının da gözü kör olur.

Nefis, insan olmanın erdemlerini yok eder.

İnsanı; her şeyi bildiğine inandırır, benmerkezci düşündürür, davranışlarını kontrol etmesini engeller, başkalarının ne hissettiğini anlamasını zorlaştırır, iyi günde de kötü günde de anlaşılması zor bir kişilik oluşturur. 

Nefsini yenen insanlar, kendilerini sürekli ve düzenli olarak yeniler, açık ve anlaşılır, doğrulara sözle değil hareketleriyle inandığını gösterir, şartları lehine çevirmeden elindeki her imkânı, dürüst, azimli, tarafsız, cömert ve güven veren insanlar için kullanır.
Ve insanlık için de doğru budur…

Bu hastalığın çaresi elimizdedir. Yenmek için uğraşsak zarar mı ederiz gelin çabalayalım ne olur!

Başkalarını sorgulamadan önce kendimizi sorgulamalıyız. Yüz kızartacak işler yapmamak için kendi nefsimizin isteklerinden kaçarak yaşamalıyız. İşte o zaman erdemli olmanın, faydalı olmanın, huzur vermenin nimetleriyle tanışırız. Meselemiz gururlanmadan, gurur duyulacak işler yapmak olmalıdır.

Bakın bakalım o demde her şey ne güzel olur...

BİLAL GÜRER

10 Aralık 2015 Perşembe

YÜREĞİNDE SEVGİ,
RUHUNDA VİCDANIN SESİ EKSİK OLMAYAN,
İNSAN;
Güvenilir ve dürüsttür,sadık dosttur,anlayışlı olup kim olduğunu bilir, hep merhametlidir,ne düşündüğünü açıkça söyler,
Tatlı dilli,saygılı ve sabırlıdır,kimseyi etkilemek,kandırmak için sahtelikler yapmaz,gerçekleri söyler,
Boş laflar etmezler,boş laflardan da etkilenmezler,doğru ve yapıcı düşünmeye sevk eden eleştirileri dinler,
Verdiği sözü tutar,yol gösterir,becerikli,işini iyi yapan kişiye değer verir, söylediğimi yap değil,yaptığımı yap der,
Özenilecek örnek ve sade yaşar,gündelik yaşamında egoizimden uzak,asıl kişilikleriyle hareket eder,
Özel yeteneklerini başkaları için kullanır,sağlam karakterli oldukları için kendilerine değer verir,yenilikleri arar,takip eder,
Erdemlerini sürekli gözden geçirerek daha iyiye,güzele,doğruya ulaşmak için bilginin,kültürün gücüyle eğitimin nimetlerini sever,
Suça göz yummaz,haksızlıklar karşısında susmaz,gördüğünde müdahale eder üstüne gider,
İnsan olarak görevimiz,
Yüreğinde sevgi,ruhunda vicdan olan insanları tanıyarak örnek almayı,bu insanların çoğalmasını hedeflemeliyiz,
BİLAL GÜRER

6 Aralık 2015 Pazar

GÖNLÜ MERT OLANLAR

Gönlü mert olanlar...
İnsanları ve toplumları perişan etmemek için çalışacaksın, kader birliği yaptığın insanlarla birlikte olup onları satmayacaksın, her işinde ölçülü ve vicdanlı olup '' öç alma” duyguları olmadan her zaman ''saf '' kalacaksın…
Enerjinizi ve hislerinizi iyi ve yararlı işler yapmak, mutlu olmak için harcarken eleştiriden korkmayacaksın, eleştirinin daha iyiye ulaşmak için, düşünmek ve doğru işler yapmak için fırsat olduğunu anlayarak çalışacaksın…
Senin gönlün zaten namertlik istemez ancak istemeden de olsa kötü ve zararlı işler yapmadan yaşayacaksın…
Faziletli olmayı tercih ederek, zaaflarını yenerek, kendini kin gibi, öfke gibi, intikam gibi insanı aşağılatan duyguların zinciri ile bağlamadan çare olan olarak yaşayacaksın…
Gönlü mert olanlar…
Kendi kendine hükmetmek gibi bir güzelliği yaşatmak için sağduyuyu aklının emrine alıp, dünün başarılarından ve başarısızlıklarından dersler çıkarıp başarının değerini artırmak için çalışacaksın…
Başkalarını küçümsemeden, karalamadan, başarısızlık korkusunu üzerinden atıp tenkit edileceğini de bilsen korkmadan çalışacak, ağızdan çıkan her sözün mahcubiyetle kapanmaması için düşünüp de konuşacaksın…
Doğru bildiğin her şeyi her ortamda üslubunca söyleyebilecek, para ve şöhret hastalığının ağına düşüp, makamları ve lokmaları paylaşarak millete zarar verenlerle mücadeleyi görev sayacaksın ve adam gibi adam olarak örnek olacaksın…
İşte o zaman;
Gönlü mert olarak ilerlemenin önündeki bütün engelleri bertaraf edip büyük işler yapmak için yükselme yolundaki engelleri ortadan kaldırarak yaşayanlardan olacaksın…
Ve sen tarihe mal olacaksın…
Ezcümle bir millet senin gibiler sayesinde yarınlara umutla bakacaktır.

BİLAL GÜRER

4 Aralık 2015 Cuma

AMAN HA,
Düşünün,
Düşünürseniz zor işleri başarmak için sahip olduğunuz değerlerin farkına varırsınız,unutulmayan işler yaparsınız,haysiyetli bir biçimde ve kendinize hürmetimizi kaybetmeden yaşarsınız, düşünmemeden yapılan her işin hata yaptıracağını ve zarar vereceğini düşünün,
Düşünün ve düşündüklerinizi konuşun,
Zihinlerdeki gizli güçler açığa çıksın,bilgiler harekete geçsin,başka insanlar çalışıp başarılı olmayı düşünce üretmekle becerebiliyorsa senin de başarılı olman için düşünüp çalışman gerektiğini düşün,
Konuşursanız,konuştuklarınızı yazın,
Beynini etkili olarak çalıştırmaz isen,hastalığı,sefaleti,fakirliği,kötü olan her şeyi sonuçları ile yaşarın,çalıştırır isen, iyiliğin,mutluluğun,zenginliğin bütün faydalı olan taraflarını görürsün,
Yazın herkes okusun,
Ne istediğinizden emin olarak olabilecek şeyleri faydalı olmak için kelimelerle ısrarlı olarak yazın, göze çarpan başarıların ödünç veya satın alınamaz gerçekliğini ,büyük olmanın çok çalışmakla olduğunu yazın herkes okusun görsün,
Konuşmaktan,yazmaktan ve ölümden korkmayın ki.
Gaddarlık ve sefaleti yenmek,mutlu bir yaşam sürmek için konuşmaktan,acılar çekmemek,pişmanlıklar duymamak için kim yaparsa yapsın iyiliği de,kötülüğü de yazmaktan kaçınmamak,karşı koymak,cahilliğe,adaletsizliğe,sebepsiz yere yaratılan düşmanlıklara,yalancılığa ve zulme karşı olarak ölümden korkmadan düşünenleri,konuşanları,yazanları,asilliğe ve yüksek büyüklüklere ulaştırdığını herkes düşünsün.
BİLAL GÜRER

23 Kasım 2015 Pazartesi

KENDİNİ BİLME VE SAYMA;

     Dünyanın en büyük işletmesi insanın içindeki saygı işletmesidir.
Orada gece gündüz durmadan çalışılır,karekter burada şekillenir.Bu
çalışma yalnız kendinden menmun olmak için değil ''kendini bilmek ve
her türlü hatadan uzak olmak'' için olmalıdır.İnsan içten içe kendini bilir.
İnsan yanlış olan huylarını terk ederek,hayatın değerler sistemine uyan
ekonomik,psikolojik,sosyal ve ahlaki faydalı işleri güç kazanarak yapmalıyız.
Önemli olmak istiyorsak,işimizde ki seçimlerimizi ego kaynaklı yapmamalıyız.
Seçersek,önce kendimize,sonra da başkalarına olan saygımızı kaybederiz.
Hata yapmamak için,nerede olduğumuzu,neyi seçtiğimizi,ne yaptığımızı
bilmeliyiz,bilmezsek,hataları bile bile gizlice yaparız. Yapmamamız gerekenleri
bilmemiz, kendi kendimizi aldatmadan dost kazanıp,sevginin gücünü doğru
kullanmalıyız.İşten ve hayattan zevk almanın yollarını bulup ''ne olursa
olsun kendin ol''anlayışı ile hayatımızı güzel yapabilecek,gizli yeteneklerimizi
açığa çıkarmalıyız.Ruhumuzu büyütüp çevremize faydalı olup, insanları daha fazla sevmeye çalışmalıyız.
Başarı bedel ister,başarmak için yaptığımız işi sevmeli,sevdiğimiz işi yapmalıyız,
gerekirse de bedelini ödemeliyiz.

Kendini bilen insanın davranışları ''Geçmeyen para'' gibi değildir.Olumsuz
yönlerimiz kadar olumlu yönlerimizi de görüp içimizdeki bu koskoca
fabrikanın durmadan <<Koruyucu düşünceler>> imal etmesini sağlaması,
boşu boşuna yaşamadan,sinirli ve huzursuz birisi olmadan,kendisine
güvenen,güçlü insan olması gerekir.İster büyük olsun,iste küçük olsun
hepimiz için yapacağımız işler var bu dünyada. Her zaman en iyi olmak,
güçlü  amaçlarımıza kolayca ulaşmamız gerekmektedir.Bunun için de,
zamanımızın ve enerjimizin kıymetini bilip,bunları boşuna harcamadan,
güzellikleri besleyerek daha derin sevip, doğru işlerle uğraşıp,doğru
kişilerle olmamız yeter.

   
ÖĞRETMENDEN KİM NE İSTER?
En güç sanatların başında, kutsal bir meslek, gönül verilerek yapılması gereken önder ve şahsiyetli nesilleri yetiştirecek olan Öğretmenlik sanatı gelir.
Doğru bildiğini her ortamda söyleyen,hakları ihlal edilen her insanın acısını yüreğinde duyan,hukukun üstünlüğüne inanan,adaletin uygulanmasını eksiksiz isteyen,Atatürk'ün aydınlık izinden giden,
Kafasını ve gönlünü hiç bir yere kiraya vermeyen, gönlü mert bu sanat sahibinden kim ne ister?
Millet öğretmenden, güven duyulan,onurunu hiç kaybetmeyecek,cesaretli, öğrendiklerinden başkalarının da faydalanmasını,aza kanaat eden,kalp ile değil akıl ile düşünen nesil yetiştirmesini istiyor,
Millet öğretmenden, milli birlik ve beraberliğimiz için, cehaleti yıkıp, hakkı, hakikati bilen ve ise ve pasa bulaşmayan insan yetiştirmeyi istiyor,
Millet öğretmenden, medeniyette kalkınmamız için lafçı değil, çalışan, üreten, döken değil dolduran ve yapıcı gençlik yetiştirmesini istiyor,
Herkes öğretmenden, ilmin deryasına dalan, nefret deryasını kurutan, özü sözü bir ve maskesiz nesil yetiştirmesini istiyor,
Ana-baba öğretmenden, çocuğunu bilginin ışığı ile eleştirel düşündürten, eğri değil doğru, vefalı, ar sahibi ve mükemmel bir insan olarak yetiştirmesini istiyor,
Devlet öğretmenden, vatan evlatlarının ilim, irfan, hikmet, sanat sahibi olarak doğru ve yanlışı ayırt ederek, belirli bir disiplin ve düzen içinde ilim ve irfan öğretmesini istiyor,
Devlet öğretmenden, medeniyette ilerlemek isteniyorsa öğretmene değer verip zorlayıcı olmadan, hak, hayır ve faydalı işler yaparak kıymet biçilmez eserlerin yapılmasını istiyor,
Atalarım öğretmenden, kültürümüzü küresel etkilerden korumayı, tembel olmamayı, kimsenin kalbini kırmamayı, kin ve hiddetten uzak yaşamamızı sağlayacak nesil yetiştirmeyi istiyor,
Kültürüm öğretmenden, dilde milli olmayı, çocukların yapı ve yeteneklerini iyi tespit ve teşhis edip kişilik değerlerimizi yaşayan ve yaşatacak bir nesil yetiştirmesini istiyor,
Aileler öğretmenden, çocuklarının boş zamanlarını olumlu değerlendirmesi, faydalı sporlar, sosyal ve kültürel etkinliklerle paylaşmasını bilen iyi arkadaşlar edindirmesini istiyor,
Atalarımız öğretmenden, kendi milletini başka milletlerden aşağı görmeyen, medeniyetin gösterişine ayak uydurup kendini unutmamasını ve örnek kahramanlarımızın öğretilmesini istiyor,
Aileler öğretmenden, topluluğun içinde yaşayan, işe yarayan, söz dili ile değil hal dili ile yaşayan, memlekete karşı borcum var ödeyeceğim diye güzellikler için çalışan insan yetiştirmeyi istiyor,
Ana-babalar öğretmeden, çocuklarının başkalarına yem olmaması için iyi bir hedef verilmesini, yüksek gaye ve ideal sahibi olmaları için azim ve enerji ile çalışmalarının öğretilmesini istiyor,
Millet öğretmenden, bilgisi, görgüsü, işi, doğru ve güzel olan, problemleri kaynağına kadar inip yaratıcı gücü artan, her güzel şeyi seven nesil yetiştirmesini istiyor,
Ana-baba öğretmenden, yalana bel bağlamayan, gerçeğe güvenen, devleti sayan, ruhunda hiç bir ayrılık, hiç bir bozguncu düşüncenin barınmasına izin vermeyen devleti sayan ve saydıran nesil yetiştirmesini istiyor.
BİLAL GÜRER

16 Kasım 2015 Pazartesi

KENDİNDEN OLMAYANI YOK SAYMAK;
Ahlaki değerlerimiz,kültürümüz,devlet idaresinde,yaşadığımız sosyal ve içtimai hayatımızda kişisel çıkar ve menfaati ön plana almamayı, vicdanımızın sesi ile her şeyin, herkesin hakkını vermeyi bizde istemekteyiz,
Başkalarına karşı insaflı olup, herkesin hakkına saygı göstererek, her şeye adaletle yaklaşıp, toplumun mutluluğu için faydalı olan çalışmalar yapanları destekleyip, güçlerinin artması için destek olmayı görev bilmeliyiz,
Bütün insanlar insandır,azı çoğu olmadan,hür ve serbest iradesiyle bu dünyaya insanca bir hayat yaşamak için için geldiğini,aralarında zengin, fakir,yerli,yabacı,benden,senden,makam ve mevki ayrımı yapmadan yaşamayı bilmeliyiz,
İnsan olduğumuzun bilincine vararak,ne makam, ne mevki düşünmemeliyiz, insanlara istediklerimizi yaptırmak için ne zorbalığa başvurmalıyız, ne de güç ve kuvvetliler karşısında eğilerek aşağı mevkilere düşmemeliyiz,
Aklıselim çizgisinden ayrılıp,kendi nefsini düşünüp baktığı gibi, diğer insanlara da bu gözle bakmayı ihmal edince,komşu,dost,arkadaş ve meslektaşlarına karşı kin,nefret ve öfke ile bakmanın zararlarını görmeliyiz,
İnsan olarak, maskesiz yaşamak,ilkeli olmak ve yaptıklarımızdan sorumlu olmak,toplumsal değerler için yapabileceğini söyleyen,söylediğini yapan ilkeli,dürüst kendisine saygı duyan insan olabilmeliyiz,
Ne yaptığımız,nereye gittiğimiz önemli,makamlarımızı korumak için her yola baş vurmak, iftiranın,yalanın zararlarını düşünüp fert ve toplum hayatımızda açacağı yaraların masum ve mazlum olan milletimize çok zarar vereceğini bilmeliyiz,
Yarınlarda zarar etmeden,mutsuz yaşamamak için ilkeli,dürüst ve insan geldiğimiz dünyadan insan olarak gitmek,için devlete ve millete karşı vefalı,sadık her insanı yaptıklarıyla değerlendirip var sayıp huzur içinde yaşamalıyız.
BİLAL GÜRER

9 Kasım 2015 Pazartesi

ATATÜRK'ÜM SEN BİZDİN AMA BİZ SEN OLAMADIK;
''Gerçeklikle'' başlayan ''hukuka'' bağlılıkla, her sorunu barışçı yollarla çözmeye çalışan, tam bağımsız, medeniyette batılılaşan, mazlum milletlere örnek milli bir devlet kuran ''yurtta sulh, cihanda sulh' 'ile devam eden ilkelerin vefatından 77 yıl sonra bugün aranıyor bütün dünyada…
Atatürk’üm, doksan iki yıl önce üzerimize olmadık oyunlarla gelen, devleti içeriden ve dışarıdan çökertmeye çalışan, dâhili ve harici ebedi düşmanlarımızın oyunlarını bozdun, hayallerini yıktın ''Türkiye Türkler içindir'' ve Türkiye bağımsız olmalıdır, bizler bağımsız yaşayalım diye gayret sarf ettin Anadolu’da…
Sevr'e razı olmayıp, Türk Milleti'nin, başka bir milletin boyunduruğu altında yaşamaması için, Türk’leri Anadolu'dan atmak isteyen Haçlıların üç yüz yıldır uyuttuğu Türk milletini tarihi uykudan uyandırıp Türk'ün mübarek kanı ile kurduğun sevgili devletim, tam bugün doksan iki yaşında…
Atam, yaşadıklarını sorgulaman, sentez yapman, attığın her adımı planlaman, hesaplaman, bizlere gelecek için hep rehber oldu. Cumhuriyet’in kurtuluş ve kuruluş günlerini, geçmişte istila edilen ve alev alev yanan gönüllerin başına gelenleri unutmadan yaşamanın gereğini vurgulamıştın vatanımızda…
Atam, öz vatanımız da çok değişik duygu ve düşüncelere sahip insanları devlet adamlığın sayesinde bir hedefe yöneltmen sayesinde ne mutlu Türk'üm diye yaşıyoruz bugün Anadolu’da…
Atam, ''Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir'' demen ve Türk Milletinin güçlü bir millet olması için, ilmin cahilliği yenmesi için, hayatı akla ve gerçeklere göre yaşayın dedin vatanımızda…
Atam, düşünme ve yorumlama yeteneğimizi geliştirip, ilmin yol gösterici sonsuz ışıkları ile gelişme ve kalkınmamıza engel olan doğal ve toplumsal olayları çözmemizi, insanlığın barış içinde yaşaması için çalışmamızı istedin vatanımızda…
Atatürk'ümün en büyük davası; Türk'ün vatanında medeni ve müreffeh olarak, insan haklarına saygılı, barışın öncüsü, sömürü ve emperyalizmin karşıtı, insanlar arasında renk, ırk, dil, din ayrımı yapmadan, çağın değişim ve yeniliklerine açık yaşamasını sağlamaktı vatanımızda…
Eminim ve eminiz ki, bizleri gözleyen ruhun aynı istekleri tekrar hatırlatıyor ve hatta emrediyor bize.
Bugün bizlere düşen görev;
Atatürk gibi ahlaklı, hukukun üstünlüğünü savunan, karakterli, cumhuriyetçi, yeniliklere açık, olumlu ve doğru düşünen, milli şuura ve milli birliğe önem veren, kimseye asla kin tutmayan ve affetmesini bilen, esnek ve merhametli, büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösteren, milletine hizmeti ilke edinen, vatan için her türlü fedakârlığa katlanan, bilim, teknik ve her türlü medeniyet buluşlarından istifade ederek ufkun ötesini gören, onun gösterdiği aydınlıklar ulaşmak için çalışmak olmalıdır.
BİLAL GÜRER

29 Eylül 2015 Salı

---CENNETE GİTMEK İÇİN KİMSE ÖLÜMÜ GÖZE ALMAZ;
---MUTLU OLMAK İÇİN,
---Yaptığımız işin en iyisini yaptığımız,başarılara yeni başarılar katarak, mükemmeliyet tutkusu ile çalıştığımız zaman,
---Kötü düşünenlerden uzak durarak,hiç bir zaman gerçek ve doğrudan vazgeçmeden, konulara pozitif düşüncelerle yaklaşarak yaşadığımız zaman,
---Her gün yeni bir şey öğrenmek için çaba harcayarak,kendimize, etrafımıza güvenip onları sevdiğimiz zaman,
---Vermeyi de almayı da,gülmeyi de ağlamayı da,sevinmeyi de,üzülmeyi de bilerek hissettiğimiz gibi yaşadığımız zaman,
---Özgüven taşıyıp kendisine inandığı,kendi gücüne dayandığı,kendisini, canının kıymetini bildiği zaman,
--Başkalarının onurunu kendi onuru gibi düşünüp,başkalarının görüşlerini kabul ve reddetmede ki ölçü hak ve hakikat ile uyumlu olduğu zaman,
---Farklı olup, farklı ve büyük düşünüp,hayattan tat almanın tek yolunun neyi ve kimi sevdiğimize karar verip, yararlı işler yaptığımız zaman,
---Zorluklarla karşılaştığımız da,yaptığımız hataları görerek ileriye gitmek için işimize olan aşkın, inancımızın yitirilmemesine çalıştığımız zaman,
---Düzenli olup,dağınık,plansız ve stresli yaşmaktan uzak yaşamaya çalışıp zorla kazandıklarınızı ve zamanı çarçur etmeden yaşadığımız zaman,
---Yaptığımız her şeyde ilerlemeyi düşündüğümüz,inandığımız,ileriye dönük bakış açımızı geliştirmek için çalışan insan oluğumuz zaman.
MUTLU YAŞARIZ.
BİLAL GÜRER

17 Mayıs 2015 Pazar

DÜŞÜNMEK ÇOK ZOR BİR İŞTİR;
Düşünmeden yaşarsan, yaptıklarını akıl ve mantığı hiçe sayarak pişmanlık duyacağın yanlış işler yaparsan sonradan ''iş işten geçer,yüreğin titrer,üzülür, ah,vah''çekersin'',
Düşünmeden yaşarsan,'' kafanı başkaları doldurursa,ihtiraslı,aç gözlü olursan, israf yapar,düşmekten ders almaz bir daha düşersin,
Düşünerek yaşarsan,hata yapmaz,havayı,suyu,tabiatı kirletmez,doğal tarım ve hayvancılığı yok edilmesinin tehlikelerini görür,her türlü düşman karşısında ayağa kalkar, can düşmanlarınla bile birleşirsin,
Düşünerek yaşarsan,yokluk ve sefalet içine düşmemek,esir olmamak için '' tembel'' olmazsın, dosdoğru insan olur,milli ve manevi değerlerin kirletilmesine izin vermezsin,
Düşünmeden yaşarsan,''insan haklarını çiğner,kültür ve sanatı bir kenara koyar, her şeyi talihten, tesadüften ve şanstan bekler,''üret de nasıl üretirsen üret,tüket de nasıl tüketirsen tüket der yarınını düşünmezsin,
Düşünmeden yaşarsan,işine aşkla bağlı olmazsın,yaşama hakkını çalışmakla sağlamazsan,eza ve cefa çeker,el eline bakar,baskı altında kalır,sıkıntı içinde günler geçirirsin,
Düşünerek yaşarsan,nereden gelirse gelsin ihanetlere,zalimlere karşı direnir ''haklının yanında olur,zulme, haksızlığa,kazanda nasıl kazanırsan kazan diyenlere karşı gelirsin,
Düşünerek yaşarsan,yaşama hakkına saygılı,alçak gönüllü, sözünde duran, güvene layık,şefkat ve sevincin mimarı olur,yaşadığı toplumun meselelerine sahip çıkar,helalı haramı bilirsin.
Düşünerek yaşarsan,hem ruhsal hem fiziksel olarak güzel olursun, örnek alınır, enerji kaynağı olursun, güzel düşünüp güzel söz söylersen,güzel şeyler görür, güzel şeyler işitirsin,
DÜŞÜNEREK YAŞARSAN.
''HİSLERİNE ESİR OLUP KUL HAKKIYLA ÖLMEZSİN''
BİLAL GÜRER