23 Kasım 2015 Pazartesi

KENDİNİ BİLME VE SAYMA;

     Dünyanın en büyük işletmesi insanın içindeki saygı işletmesidir.
Orada gece gündüz durmadan çalışılır,karekter burada şekillenir.Bu
çalışma yalnız kendinden menmun olmak için değil ''kendini bilmek ve
her türlü hatadan uzak olmak'' için olmalıdır.İnsan içten içe kendini bilir.
İnsan yanlış olan huylarını terk ederek,hayatın değerler sistemine uyan
ekonomik,psikolojik,sosyal ve ahlaki faydalı işleri güç kazanarak yapmalıyız.
Önemli olmak istiyorsak,işimizde ki seçimlerimizi ego kaynaklı yapmamalıyız.
Seçersek,önce kendimize,sonra da başkalarına olan saygımızı kaybederiz.
Hata yapmamak için,nerede olduğumuzu,neyi seçtiğimizi,ne yaptığımızı
bilmeliyiz,bilmezsek,hataları bile bile gizlice yaparız. Yapmamamız gerekenleri
bilmemiz, kendi kendimizi aldatmadan dost kazanıp,sevginin gücünü doğru
kullanmalıyız.İşten ve hayattan zevk almanın yollarını bulup ''ne olursa
olsun kendin ol''anlayışı ile hayatımızı güzel yapabilecek,gizli yeteneklerimizi
açığa çıkarmalıyız.Ruhumuzu büyütüp çevremize faydalı olup, insanları daha fazla sevmeye çalışmalıyız.
Başarı bedel ister,başarmak için yaptığımız işi sevmeli,sevdiğimiz işi yapmalıyız,
gerekirse de bedelini ödemeliyiz.

Kendini bilen insanın davranışları ''Geçmeyen para'' gibi değildir.Olumsuz
yönlerimiz kadar olumlu yönlerimizi de görüp içimizdeki bu koskoca
fabrikanın durmadan <<Koruyucu düşünceler>> imal etmesini sağlaması,
boşu boşuna yaşamadan,sinirli ve huzursuz birisi olmadan,kendisine
güvenen,güçlü insan olması gerekir.İster büyük olsun,iste küçük olsun
hepimiz için yapacağımız işler var bu dünyada. Her zaman en iyi olmak,
güçlü  amaçlarımıza kolayca ulaşmamız gerekmektedir.Bunun için de,
zamanımızın ve enerjimizin kıymetini bilip,bunları boşuna harcamadan,
güzellikleri besleyerek daha derin sevip, doğru işlerle uğraşıp,doğru
kişilerle olmamız yeter.

   
ÖĞRETMENDEN KİM NE İSTER?
En güç sanatların başında, kutsal bir meslek, gönül verilerek yapılması gereken önder ve şahsiyetli nesilleri yetiştirecek olan Öğretmenlik sanatı gelir.
Doğru bildiğini her ortamda söyleyen,hakları ihlal edilen her insanın acısını yüreğinde duyan,hukukun üstünlüğüne inanan,adaletin uygulanmasını eksiksiz isteyen,Atatürk'ün aydınlık izinden giden,
Kafasını ve gönlünü hiç bir yere kiraya vermeyen, gönlü mert bu sanat sahibinden kim ne ister?
Millet öğretmenden, güven duyulan,onurunu hiç kaybetmeyecek,cesaretli, öğrendiklerinden başkalarının da faydalanmasını,aza kanaat eden,kalp ile değil akıl ile düşünen nesil yetiştirmesini istiyor,
Millet öğretmenden, milli birlik ve beraberliğimiz için, cehaleti yıkıp, hakkı, hakikati bilen ve ise ve pasa bulaşmayan insan yetiştirmeyi istiyor,
Millet öğretmenden, medeniyette kalkınmamız için lafçı değil, çalışan, üreten, döken değil dolduran ve yapıcı gençlik yetiştirmesini istiyor,
Herkes öğretmenden, ilmin deryasına dalan, nefret deryasını kurutan, özü sözü bir ve maskesiz nesil yetiştirmesini istiyor,
Ana-baba öğretmenden, çocuğunu bilginin ışığı ile eleştirel düşündürten, eğri değil doğru, vefalı, ar sahibi ve mükemmel bir insan olarak yetiştirmesini istiyor,
Devlet öğretmenden, vatan evlatlarının ilim, irfan, hikmet, sanat sahibi olarak doğru ve yanlışı ayırt ederek, belirli bir disiplin ve düzen içinde ilim ve irfan öğretmesini istiyor,
Devlet öğretmenden, medeniyette ilerlemek isteniyorsa öğretmene değer verip zorlayıcı olmadan, hak, hayır ve faydalı işler yaparak kıymet biçilmez eserlerin yapılmasını istiyor,
Atalarım öğretmenden, kültürümüzü küresel etkilerden korumayı, tembel olmamayı, kimsenin kalbini kırmamayı, kin ve hiddetten uzak yaşamamızı sağlayacak nesil yetiştirmeyi istiyor,
Kültürüm öğretmenden, dilde milli olmayı, çocukların yapı ve yeteneklerini iyi tespit ve teşhis edip kişilik değerlerimizi yaşayan ve yaşatacak bir nesil yetiştirmesini istiyor,
Aileler öğretmenden, çocuklarının boş zamanlarını olumlu değerlendirmesi, faydalı sporlar, sosyal ve kültürel etkinliklerle paylaşmasını bilen iyi arkadaşlar edindirmesini istiyor,
Atalarımız öğretmenden, kendi milletini başka milletlerden aşağı görmeyen, medeniyetin gösterişine ayak uydurup kendini unutmamasını ve örnek kahramanlarımızın öğretilmesini istiyor,
Aileler öğretmenden, topluluğun içinde yaşayan, işe yarayan, söz dili ile değil hal dili ile yaşayan, memlekete karşı borcum var ödeyeceğim diye güzellikler için çalışan insan yetiştirmeyi istiyor,
Ana-babalar öğretmeden, çocuklarının başkalarına yem olmaması için iyi bir hedef verilmesini, yüksek gaye ve ideal sahibi olmaları için azim ve enerji ile çalışmalarının öğretilmesini istiyor,
Millet öğretmenden, bilgisi, görgüsü, işi, doğru ve güzel olan, problemleri kaynağına kadar inip yaratıcı gücü artan, her güzel şeyi seven nesil yetiştirmesini istiyor,
Ana-baba öğretmenden, yalana bel bağlamayan, gerçeğe güvenen, devleti sayan, ruhunda hiç bir ayrılık, hiç bir bozguncu düşüncenin barınmasına izin vermeyen devleti sayan ve saydıran nesil yetiştirmesini istiyor.
BİLAL GÜRER

16 Kasım 2015 Pazartesi

KENDİNDEN OLMAYANI YOK SAYMAK;
Ahlaki değerlerimiz,kültürümüz,devlet idaresinde,yaşadığımız sosyal ve içtimai hayatımızda kişisel çıkar ve menfaati ön plana almamayı, vicdanımızın sesi ile her şeyin, herkesin hakkını vermeyi bizde istemekteyiz,
Başkalarına karşı insaflı olup, herkesin hakkına saygı göstererek, her şeye adaletle yaklaşıp, toplumun mutluluğu için faydalı olan çalışmalar yapanları destekleyip, güçlerinin artması için destek olmayı görev bilmeliyiz,
Bütün insanlar insandır,azı çoğu olmadan,hür ve serbest iradesiyle bu dünyaya insanca bir hayat yaşamak için için geldiğini,aralarında zengin, fakir,yerli,yabacı,benden,senden,makam ve mevki ayrımı yapmadan yaşamayı bilmeliyiz,
İnsan olduğumuzun bilincine vararak,ne makam, ne mevki düşünmemeliyiz, insanlara istediklerimizi yaptırmak için ne zorbalığa başvurmalıyız, ne de güç ve kuvvetliler karşısında eğilerek aşağı mevkilere düşmemeliyiz,
Aklıselim çizgisinden ayrılıp,kendi nefsini düşünüp baktığı gibi, diğer insanlara da bu gözle bakmayı ihmal edince,komşu,dost,arkadaş ve meslektaşlarına karşı kin,nefret ve öfke ile bakmanın zararlarını görmeliyiz,
İnsan olarak, maskesiz yaşamak,ilkeli olmak ve yaptıklarımızdan sorumlu olmak,toplumsal değerler için yapabileceğini söyleyen,söylediğini yapan ilkeli,dürüst kendisine saygı duyan insan olabilmeliyiz,
Ne yaptığımız,nereye gittiğimiz önemli,makamlarımızı korumak için her yola baş vurmak, iftiranın,yalanın zararlarını düşünüp fert ve toplum hayatımızda açacağı yaraların masum ve mazlum olan milletimize çok zarar vereceğini bilmeliyiz,
Yarınlarda zarar etmeden,mutsuz yaşamamak için ilkeli,dürüst ve insan geldiğimiz dünyadan insan olarak gitmek,için devlete ve millete karşı vefalı,sadık her insanı yaptıklarıyla değerlendirip var sayıp huzur içinde yaşamalıyız.
BİLAL GÜRER

9 Kasım 2015 Pazartesi

ATATÜRK'ÜM SEN BİZDİN AMA BİZ SEN OLAMADIK;
''Gerçeklikle'' başlayan ''hukuka'' bağlılıkla, her sorunu barışçı yollarla çözmeye çalışan, tam bağımsız, medeniyette batılılaşan, mazlum milletlere örnek milli bir devlet kuran ''yurtta sulh, cihanda sulh' 'ile devam eden ilkelerin vefatından 77 yıl sonra bugün aranıyor bütün dünyada…
Atatürk’üm, doksan iki yıl önce üzerimize olmadık oyunlarla gelen, devleti içeriden ve dışarıdan çökertmeye çalışan, dâhili ve harici ebedi düşmanlarımızın oyunlarını bozdun, hayallerini yıktın ''Türkiye Türkler içindir'' ve Türkiye bağımsız olmalıdır, bizler bağımsız yaşayalım diye gayret sarf ettin Anadolu’da…
Sevr'e razı olmayıp, Türk Milleti'nin, başka bir milletin boyunduruğu altında yaşamaması için, Türk’leri Anadolu'dan atmak isteyen Haçlıların üç yüz yıldır uyuttuğu Türk milletini tarihi uykudan uyandırıp Türk'ün mübarek kanı ile kurduğun sevgili devletim, tam bugün doksan iki yaşında…
Atam, yaşadıklarını sorgulaman, sentez yapman, attığın her adımı planlaman, hesaplaman, bizlere gelecek için hep rehber oldu. Cumhuriyet’in kurtuluş ve kuruluş günlerini, geçmişte istila edilen ve alev alev yanan gönüllerin başına gelenleri unutmadan yaşamanın gereğini vurgulamıştın vatanımızda…
Atam, öz vatanımız da çok değişik duygu ve düşüncelere sahip insanları devlet adamlığın sayesinde bir hedefe yöneltmen sayesinde ne mutlu Türk'üm diye yaşıyoruz bugün Anadolu’da…
Atam, ''Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir'' demen ve Türk Milletinin güçlü bir millet olması için, ilmin cahilliği yenmesi için, hayatı akla ve gerçeklere göre yaşayın dedin vatanımızda…
Atam, düşünme ve yorumlama yeteneğimizi geliştirip, ilmin yol gösterici sonsuz ışıkları ile gelişme ve kalkınmamıza engel olan doğal ve toplumsal olayları çözmemizi, insanlığın barış içinde yaşaması için çalışmamızı istedin vatanımızda…
Atatürk'ümün en büyük davası; Türk'ün vatanında medeni ve müreffeh olarak, insan haklarına saygılı, barışın öncüsü, sömürü ve emperyalizmin karşıtı, insanlar arasında renk, ırk, dil, din ayrımı yapmadan, çağın değişim ve yeniliklerine açık yaşamasını sağlamaktı vatanımızda…
Eminim ve eminiz ki, bizleri gözleyen ruhun aynı istekleri tekrar hatırlatıyor ve hatta emrediyor bize.
Bugün bizlere düşen görev;
Atatürk gibi ahlaklı, hukukun üstünlüğünü savunan, karakterli, cumhuriyetçi, yeniliklere açık, olumlu ve doğru düşünen, milli şuura ve milli birliğe önem veren, kimseye asla kin tutmayan ve affetmesini bilen, esnek ve merhametli, büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösteren, milletine hizmeti ilke edinen, vatan için her türlü fedakârlığa katlanan, bilim, teknik ve her türlü medeniyet buluşlarından istifade ederek ufkun ötesini gören, onun gösterdiği aydınlıklar ulaşmak için çalışmak olmalıdır.
BİLAL GÜRER