29 Haziran 2018 Cuma

NEFSİNİZİN FERYADI,VİCDANINIZIN SESİDİR
Nefsine uyan kimseler arkasından konuşmak için vakitlerini başkalarının kusurlarını araştırarak geçirir, vicdanının terazisi doğru tartmadığı için kendi kusurlarını göremez.
Vicdanı sızlayan,vicdanının sesini dinleyen,kendi kusurları ile meşgul olan kimse, kendisini geliştirmiş ve mutlu olan kişi,başkalarının kusurlarını göremez.
Nefsi hata yapan,dedikoducularla oturup kalkan,bir fikre veya inanca bağlı olan, taraf tutar,mutlu ve iyi olamaz,kendilerini geliştiremez,dedikodunun zehir olduğunu görmez.
Vicdanları kör olanlar Hakkı- hukuku bilmez,gerçekleri görmez.
T.C.BİLAL GÜRER
TOPLUMSAL HAYATIMIZ;
“Allah’tan korkanlar, kuldan utananlar, ülkelerinin geleceğini ve kalkınmasını,milli gelirlerini artırmaktan ziyade,kişisel gururları olmayan,milletinin ahlaki değerlerine bağlı, dürüst insanlar yetiştirmek için çalışmalılar’’.
Töremizi, ahlaki değerlerimizi korumaya çalışmadığımız için insanlar arasındaki ilişkileri usulüne göre düzenleyemedik, bugünden, yarını, yarının çocuklarının hakkını yedik, sebebi de insanı güzelleştiren, insanı insan yapan manevi değerlerimizi kaybettirmeyecek adamları yetiştiremedik,
Geleceğimizin güzel olması için bilime, sanata ve teknolojiye yönelmedik, çağımızın endüstrisindeki ilerlemelerin okumak ve yazmak, çalışmak ve üretmek ile olduğunu göremedik, milletimizin ayakta durması için bilim üretecek ve ürettiği bilimi hayatımıza yansıtacak adamları yetiştiremedik,
Aşımıza, işimize, davranışımıza hile katmaktan utanmadık, menfaatimiz için başkalarını kötüleyerek haksız kazançlar elde etmenin yollarını aradık, hayatı yaşanılır hale getirmek için edepli ve merhametli olan, çirkin davranışlardan kurtulmak için çaba sarf edecek adamlar yetiştiremedik,
Konuşma ve davranışlarımızda saygılı, insanlara karşı sevgi besleyen, seven, değer veren, yalan söylemeyen, sözünde duran, emanete hıyanet etmeyen, söyledikleri ile yaptıkları arasında zıtlıklar olmayan, insanlar arasında,hak, adalet, hürriyet,eşitlik ve yardımlaşmayı gerçekleştirecek adamlar yetiştiremedik.
T.C.BİLAL GÜRER
NEFSİNİZİN FERYADI,VİCDANINIZIN SESİDİR
Nefsine uyan kimseler arkasından konuşmak için vakitlerini başkalarının kusurlarını araştırarak geçirir, vicdanının terazisi doğru tartmadığı için kendi kusurlarını göremez.
Vicdanı sızlayan,vicdanının sesini dinleyen,kendi kusurları ile meşgul olan kimse, kendisini geliştirmiş ve mutlu olan kişi,başkalarının kusurlarını göremez.
Nefsi hata yapan,dedikoducularla oturup kalkan,bir fikre veya inanca bağlı olan, taraf tutar,mutlu ve iyi olamaz,kendilerini geliştiremez,dedikodunun zehir olduğunu görmez.
Vicdanları kör olanlar Hakkı- hukuku bilmez,gerçekleri görmez.
T.C.BİLAL GÜRER


Yorumlar



24 Haziran 2018 Pazar


Yalan ve hile ile yaşamak;

Hacı Bektaşi  Veli demiş ki;
“Doğruluk göster, yalanla uyuşma. Abartarak konuşma, doğruyu söylemekten geri durma. Kendine uygun görmediğini başkalarına da uygun görme.” diyerek doğruluktan kopmamayı ve yalandan uzak durmayı tavsiye etmektedir.


İnsanlar, doğru söz söylemeyenleri, paylaşmasını bilmeyenleri ve verdikleri sözde durmayanları, ölçüleri doğru olmayanları ve terazileri doğru tartmayanları, bildiğini gizleyenleri ve bilmediği bir konu da yalan yere şahitlik yapanları, hile ve ikiyüzlülük gibi davranışlarla yaşayanları makbul saymazlar,


İnsanları yalan ve hile ile aldatanlar, ilmin değerinden faydalanıp insanlara her yönde yarar sağlama yerine ilmi çıkarlarına alet yaptıkları için milletin birlik ve beraberliğinin, toplumun huzur ve mutluluğunun yok olmasına, insanlar arasında sevgi ve saygının, dayanışma ve yardımlaşmanın ortadan kalkmasına sebep olurlar,

Yalan ve hilenin yaygınlaştığı toplumlarda, her an herkesin muhtaç olduğu adalet zarar görür, adalet kurumlarının işi ve haksızlığa uğrayanların sayısı artar, iyilikte yardımlaşma azalır, hak sahibine hakkını alamayınca da, kıyameti koparır,  kaos ve kargaşa artar


Yalan ve hile ile yaşamaya alışmış toplumlar da örf,adet ve ananeler değişime uğrar,gerileme ve çöküşler başlar,insanlar, birbirlerinin zayıf taraflarını arar,bulur ve kullanır, aldatma ve kandırma artar,olmayan bir şeyi olmuş, ya da olan bir şey olmamış gibi göstermek ile elde edeceği karın gerçeğin getireceği zarardan daha kötü olduğunu düşünmezse düşmanlık üzerinde yardımlaşma artar,


Yalan ve hile ile yaşamaya alışmış toplumlar da, yalancı ve hileciler kendi çıkarı için başkalarına maddi ve manevi zararlar vermekten çekinmezler, bireyler arasında güven ortadan kalkar, aile ve komşuluk ilişkileri bozulur, insanlara onur ve saygınlıklarını kaybettirdiği için yalnızlığa mahkum olarak kendisi ve çevresiyle barışık ve öz güven içinde yaşayamazlar,


Bir çıkar sağlamak veya birilerini korumak için yalan söyleyenler, özü sözü doğru olmayanlar, inancının gereğini yerine getirmeyenler, işlerine hile katanlar, toplumun huzurunu kaçırırlar ve hiç kimse tarafından sevilip sayılmazlar.


Aklımız iyi kullanamayanlar yalan ve hilenin kötülüklerinden kurtulamazlar, kazanmak için yalan söyleyeni, hile yapanı çok olan toplumlar da, iftiralar, düşmanlıklar ve anlaşmazlıklar huzurun bozulmasına, insanları birbirine düşmesine ve  toplumun huzurunun bozulmasına sebep olurlar.


’’Yalan ve hile ile yaşamaya alışan toplumlar zehir içer dururlar’’


T.C.BİLAL GÜRER


19 Haziran 2018 Salı

HAK YERİNİ BULMAZSA BELİMİZİ DOĞRULTAMAYIZ;

Haklı korkmamalı, gerçeğin tek yüzü olan hakikati aramalı, korkarsak

haklıyı haksızdan ayıramayız,

Her şeyde doğru olup, doğru yönü seçmezsek, adil, insaflı ve merhametli olmazsak, kendi içimizde taşıdığımız adaletsizliğe karşı direnmezsek, hak ve adalet konusunda kılı kırk yararak yaşantımızda, düşüncemizde ve çevremizle olan ilişkilerimizde doğru yola yönelmeyi daima kendimize gerekli bir yol olarak seçmezsek belimizi doğrultamayız,

Hak her şeyin üstünde demezsek, bireysel çıkar çatışmalarından uzak durmazsak, bu dünyada adil bir eşitliğin olmasını sağlamak, hak ve hakikati aramak için koşmazsak, hakikati insanların ölçüsüne göre tanıyıp gerçeği bile bile baltalarsak, doğruyu görüp ona yönelmeyi sevip, iyi olmaya değil adil olmaya çalışmazsak belimizi doğrultamayız,
Tek bir yalanın bile bütün iyi şeyleri yok edebileceğini bilerek gerçekleri saklarsak, hakikatleri inkar edip yalan söylersek, insanlar hakkında iyi fikir ve güzel düşünmek yerine yalan söyleyip insanları kandırmaktan utanıp kendimizi kusurlu saymazsak, ahlak kurallarına saygılı, sağlam vicdan sahibi olmazsak belimizi doğrultamayız,

Edebini kaybeden cahilin hiddetinden korkarsak, her dediğine inanıp, yap dediği her şeyi yaparsak, beyaza siyah, siyaha beyaz diyenlere itaat ettiğimizde devamlı kaybedeceğimizi unutursak, insana seve seve iş gördüren tatlı dili, güler yüzü bir kenara koyarsak, korkutarak ve zorla iş yaptırmanın haksızlık olduğunu bildiğimiz halde karşı çıkmazsak belimizi doğrultamayız.
Hakkımız çalındığında sessiz kalıp susmanın hata olduğunu bilip kimseye kızmamalıyız.

T.C.BİLAL GÜRER

14 Haziran 2018 Perşembe



Aklını iyi kullanan '' AKILLI '' kişilerin saygısını,çocukların sevgisini,umutsuz insanların umudu olan  insanların BAYRAMI mübarek olsun,ALLAH tekrarını görmenizi nasip etsin.

Endişenin yerine huzurun,kargaşa ve çalkantının yerine sükunetin,çatışmanın yerine sevginin, hakim olduğu bir bir dünyada kendimizi başkalarının merhametine bırakmadan yaşamak ne güzel,

Hayata anlam katmak,onu kendimiz ve başkaları için yaşanılır kılmak,seni rahatsız eden şeylerin başkalarını da etmesine engel olmak,gücendirdiğimiz kişilerden özür dilemek ne güzel,

Küçük sevinçlerin değerini bilelim,sevmek ve sevilmek,anlaşılmak ve anlamak ne güzel.

T.C. Bilal Gürer

ZULÜM;
Ey efendiler,
Sorgulamayan insan CAHİLDİR,
Sorgulatmayan insan ZALİM ! M.Kemal ATATÜRK
Ne zaman ki adaleti, hakkı, hukuku, hakkaniyeti hava ve su gibi olmazsa olmaz bir değer saydığımız da,

Başkalarının yararını da kendi yararımız kadar düşünmeyi benliğimize sindirip güzel ve doğru insan olduğumuz da,

Ev de, işte, köy de, kasaba da, mahallede ki her insanın sıkıntılarını dert edinip onlara ümit olduğumuz da,

Zulmün karanlığı yeniden adaletin güneşiyle aydınlanır,

Ne zaman kanayan bir yara gördüğümüz de kalbimizde hissedip,kendimize dert edip ağladığımız da,

Ne zaman bir haksızlığa şahit olduğumuz da, onu gidermek için canımızı ortaya koyduğumuz da,

Ne zaman hak namına haksızlığa çıkacak kadar yürekli insan olduğumuz da,

Ne zaman, hakkı yenenin elinden tutup ,kaldırarak zalimin yüzüne zulmünü haykırdığımız da,

Zulmün karanlığı yeniden adaletin güneşiyle aydınlanır,

Ne zaman, zulmün olduğu yerde tarafsız kalanların zalimin zulmünün artmasına sebep olacağına inandığın da,

Ne zaman, insanların zayıf taraflarını gördüğünde kullanan bencil birinin emeline engel olduğun da,

Ne zaman, su gibi aziz, dikeni olmayan gül gibi güzel olup, ateş gibi yakmayan, su gibi boğmayan olduğumuz da,

Zulmün karanlığı yeniden adaletin güneşiyle aydınlanır,

’’Her şeyimiz yok olsa da iham kaynağımız TÖREMİZ yok olmamalıdır.’’

T.C.BİLAL GÜRER

12 Haziran 2018 Salı

''Allah teraziyi doğru tutacak devlet adamlarını başımıza getirsin ki eziyet çekmeyelim; '' TC Bilal Gurer

Hazreti  Ali'nin Mısır Valisi’ne yazdığı mektup;

Sana en sevimli gelen şeyler şunlar olsun;

"Hak hususunda orta yolu tutmak, adaleti herkese yaymak ve halkın gönlünü kazanmak.

Eşit olarak yaratılmış olan insanlara zulmetmekten sakın Allah’ın nimetini tahrif eden, azabının hemen gelmesine sebep olan şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur.

Kuşkusuz Yüce Allah mazlumların ahını duyandır, Zalimleri de gözetleyendir.

Hilesi,düzeni olmayan, yoksulların, kimsesizlerin ve çaresizlerin oluşturduğu aşağı tabakayı Yüce Allah için koru.

Yüce Allah zayıfın hiç çekinmeden güçlüden hakkını alamadığı bir toplumu yüceltmez."

Aklımız,bütün saadet  ve mutluluğumuzun kaynağıdır,onun sağlığını korumamız gerekir!

T.C.Bilal Gürer

11 Haziran 2018 Pazartesi

KİMSEYE KIZMAYINIZ, KİMSEYİ KIRMAYINIZ;

’’Öfkeli de akıl olmaz’’

Kızgınlık ile söylenen sözün, yapılan hareketin kötü sonuçları olur,öfkeli insanın aklı değil, hisleri ön plandadır,

KIZGINLIK – beyinle, KIRGINLIK - kalple olan bir şeydir,
Kızgınlık, yapılmaması gerekenleri yapmak öfkelendirir,can yakar, geçicidir, söner affedilmesi kolaydır,

Kırgınlık, beslediğimiz güzel duyguların bizi üzecek, insanın içine oturacak, içimizi yakacak, unutamazsın, kalıcıdır,

Kızgın olan bağırır çağırır, karşı tarafa ceza verir,anlık öfkesi geçince de affetmesi kolaydır,

İnsan sevdiklerinin yaptığı iyi şeyi de, kötü şeyi de unutmaz, kırgınlığın dili yoktur, suskundur duyguları gözlerinden okunur yalnızca gönülde saklıdır,

İnsan, öleceğini de bilse de, karının olacağı şeyi almalı, söylemeli,yapmalı,zararlı bulduğu şeyi almamalı, söylememeli,yapmamalıdır,

İnsanlar her türlü iş ve davranışlarında güler yüzlü olup hiddetli olmamalı, çok faydalı olmalı, az da olsa zararlı olmamalıdır,

“Öfke ile kalkan, zararla oturur”.

T.C.BİLAL GÜRER

9 Haziran 2018 Cumartesi




ADALET VE ZULÜM;
Ey efendiler, sorgulamayan insan cahildir. Sorgulatmayan ise zalim !
Mustafa Kemal Atatürk

’’Adalet nedir? – Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? – Dikene su vermek.Mazlum ol, zalim olma. Üzül de üzülen olma. Mahşerde hesap zordur, ezil de ezilen olma.’’
Mevlana

Zulüm bir ateştir, susarsan altına odun atmış olursun ve yeni zulümlerin gelmesinin önünü açarsın, zulüm eden idareciler, halkının haklarını düşünmez, yok yere harcar, sıkıntılı ve düşkün bir yaşantıya sürükler,  düşmanlarının ekmeğine yağ sürer, milletinin sosyal, kültürel ve ekonomik istilasının gerçekleşmesine zemin hazırlar, bunun da  acısını  millet çeker,

Kanunların yapılmasında ve uygulanmasında kayırma, milleti yok etmeye götüren zulümdür, kanunlar, tüm insanlara aynı ölçüde ve kayırma olmadan uygulanması gönüllere rahatlık verir, haklı olan zayıfın, haksız olan kuvvetlinin karşısında eğilmesine ve şerefine zarar gelmeyeceğine inanması ve haksızın zulmünden, Adaletin kayırma olmadan gerçekleştiğine inanması memnun eder,

Devlet, adaleti ciddi şekilde, herkese ve kayırmanın olmayacağı şekilde uygulanmasını sağlamakla görevlidir, devlet, kanunlarıyla kimsenin yanında olmamalıdır, akla,mantığa uygun yaşayan, dürüst, namuslu ve ahlaklı olan haklıların  daha güçlü olmalarını sağlamalıdır, haksızlıkların yapılmasına meydan verip yanlarında olursa, o kimseler, mevki,yetki ve  güç, sahibi olurlar, bu da milletin devlete olan güvenini yok eder,

Adalet devleti ayakta tutar devlet, zulüm ve adaletsizlikle devam etmez, Adalet, her şeyin ölçüsüdür, dünya işlerinde Adaleti uygulayanlar sayesinde devlet ayakta kalır. Adalet uygulanmaz da, zulmü, haksızlığı ve hukuksuzluğu adaletin önüne  geçirirsek  devlet ayakta kalmaz, bu durum milletin devleti önemsememesine, idarenin zayıflamasına kadar gider.

 Zulmün en ağır ve acı olanı da milleti korumakla görevli olanlardan gelen zulümdür. Zulmün bu ve diğer çirkin çeşitlerini bizzat devlet uygular veya göz yumar yahut yardımcı konumda bulunursa, halkın zihninde kötü bir izlenim bırakır, millet zulümden uzak durmalı, zalime boyun eğmemeli ve ona karşı direnmeli ki, devlet hakkında var olan ümitleri korku ve endişeye dönüşürse milletin devlete olan güvenlerini yok eder,

Güven duyduğumuz devletimizin can,mal,din,akıl ve nesil emniyetimizin korunması ve huzur içinde yaşamamız için, zalimlerin, haksızlığına ve hukuksuzluğuna, zulmüne ve adaletsizliğine kötü emellerinin gerçekleşmesine meydan vermemeli, zalimlere karşı sessiz ve takipsiz kalmamalı,kalırsa toplumsal azabı davet eder,

 Devletlerin yıkılması hukuksuzluğun ve adaletsizliğin, ülkelerin harap olması ise, zulmün ve zalimliğin eseridir.  
Hz. Ali,anlayanlara ne güzel söylemiş  ’’Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapmayınız, Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.”

T:C:Bilal Gürer

7 Haziran 2018 Perşembe


Yolunuzu kaybetmeyin,her gün güzel ve önemlidir;

Hayatta en çok boşa harcanan gün, işi şansa bırakmadan, başkalarındaki en iyiyi bulup sebep ve sonuç ilişkisine göre onu geliştirip, yeni şeyler yaratmak için çalışmadığımız günlerdir,

Hayatta en boşa harcanmayan gün, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini,dürüst eleştiri yapanların takdirini kazandığımız ve zevkimize uygun güzellikler  ile yaşadığımız günlerdir,

Hayatta en çok boşa harcanan gün,bizi bambaşka biri yapmaya çalışan güçlerle mücadele etmediğimiz ve kendimiz olmak için  çalışmadığımız günlerdir,

Hayatta en boşa harcanmayan gün,sabırla her şeyi fethetmek için sevabın, iyiliğin, doğruluğun, güzelliklerin olması, günahın, kötülüğün, yanlışlığın olmadığı günleri yaşadığımız günlerdir, .

Hayatta en çok boşa harcanan gün,sağlıklı yaşamak,dünyayı olduğundan daha iyi yaşanır hale getirmek için çalışmadığımız, etrafımızdaki insanların rahat bir nefes alarak, iyi ve güvenilir bir ortamda yaşamaları için gülmek için gayret etmediğimiz günlerdir,

 Hayatta en boşa harcanmayan gün,hayırsever ve yardım sever olduğumuz,düşeni kaldırdığımız, başka insanların derdiyle dertlendiğimiz,diğer canlılara karşı merhametli olduğumuz,doğru,dürüst ve insanların birbirinin boğazına sarılmaması için adaletli yaşadığımız günlerdir,

Her gün her saniye dilenmemek için zengin bir kalbiniz ile yaşanan günler boşa yaşanmayan günlerdir.

 

T:C:Bilal Gürer




3 Haziran 2018 Pazar

ONURLU YAŞAMAK;

”Haksızlık önünde eğilmeyiniz, o zaman hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.” (Hz.Ali)
Bilgisizlik ve cahillik onursuz yaşamanın sebepleri arasındadır, insanın onurlu bir hayat yaşaması için, kirlenen dünyamızda ve toplumuzda elimizden geldiğince, temiz kalmak için mücadele ederek insan hakları, değer ve ilkeleri ile insani değerlerle yaşaması gerekir,

Duyan, düşünen, bilen, irade sahibi olan insanın ırzını, namusunu, şerefini, dinini, vatanını ve canını korumak için her fedakarlığa katlanmasının hayattan daha değerli olduğunu bilmesi, gerektiğinde bu değerler için canını ve malını seve seve vermesini bilmesi gerekir,

Çocukların sevgisini kazanmak, kültür ve tabiat varlıklarının öneminin farkında olmak ve korumak, başkalarının iyi yanlarını görüp desteklemek, karşılık beklemeden iyilik yapmak, vermek-almak, umudunu yitirmiş insanların umudu olmak, sevmek ve sevilmek,  anlaşılmak ve anlamak, elindekilerin değerini bilmesi gerekir,

İnsanın ilkeli olması, hırslarından, bencilliklerinden uzaklaşması, kendi onurunu, değerini düşündüğü kadar, tanıdığı ve tanımadığı kişilerinde değerli olduğuna inanması, onurlarının çiğnenmemesine, oynanmamasına, şerefli, erdemli ve onurlu bir hayat yaşamaları için haklarını korumaya ve yüceltmeye çalışmamız gerekir.

Amacı sırf yemek-içmek, mevki-makam, para-pul, eğlence, olanlar  bu aşağılık emellerine ulaşmak  uğruna feda etmeyeceği  hiçbir manevi değer yoktur, bu da insanın kendi değerini çiğnetir, onurlu yaşamaktan, onurdan, söz etmemesine sebep olur ve insanı insan olmaktan çıkarır, insan onurunu  her şeyin üzerinde tutması gerekir,

’’Onursuzca yaşamak kolay, onurlu yaşamak zor,şerefimizi zedelemeden,yanlışlık yapmadan, özgürlüğü, düşünmeyi, duymayı, sevmeyi bırakmamak gerekir.’’

T.C. Bilal Gürer



2 Haziran 2018 Cumartesi

Kimseyi incitmemeye çalışınız;
Dış güzelliğinize değil, edepli olmak için, iç güzelliğinize yatırım yapınız,
Dışınızın kuvvetli olmasını değil, solmayan,kurumayan içinizin kuvvetli olmasını sağlayınız
Her şeyin en güzelini yapmak için kalbinizin, ruhunuzun, fikrinizin,işinizin samimiyetine bakınız,
Eksiğinzi, kusurunuzu, yanlışınızı arayanlar ile dost olursanız zararlı çıkar yarı yolda kalırsınız,
Güzel insan olmak,ileriye yürümek istiyorsanız, geçmişe ve geriye bakmayınız,
Her çıkarılan yangın söndürülür, ancak ‘’KİN’’ ateşini yakmayın onun ateşi tehlikelidir herkesi yakarsınız,
İyilik yapmak için gücünüz yetmiyorsa,kötülüğün azı da bir çoğu da bir diyerek yapmayınız.
T.C.Bilal Gürer
KANDIRILAN İNSANLAR;
’’Her şeyi bildiğini zannedenler ile aç olanlar kolay kandırılırlar’’
Amaçları düzgün olmayan insanlar, iyi niyetli,değerli, doğru,faydalı ve dürüst insanları menfaatlerine hizmet etmeleri için kandırarak, aldatarak yanlış hesaplarına hizmet etmeleri için kullanırlar,
Güven duyularak yetki verilen insanların aldatma ve aldanma hakları olamaz,bu insanlar, kendilerini farklı değerli,dürüst,iyi niyetli,bilgili gösterip başkalarına zarar verme hakkına sahip olmamalılar,
Kendini bilen insan aklını kullanmalı, yanıltmamak için yanılan olmamalı,doğru olmayan şeyleri kabul etmemeli,kimsenin sırtından geçinmesine fırsat vermemeli,gerçekleri örtmemeli, yalancıların, sahtekarların,ahlaksızların gerçek yüzlerini ortaya çıkarmalılar,
‘‘ İnsanlar, değerinin yaptığı hatalarla ölçüldüğünü unutmamalılar’’
T.C.Bilal Gürer

Yorumlar

·