9 Kasım 2015 Pazartesi

ATATÜRK'ÜM SEN BİZDİN AMA BİZ SEN OLAMADIK;
''Gerçeklikle'' başlayan ''hukuka'' bağlılıkla, her sorunu barışçı yollarla çözmeye çalışan, tam bağımsız, medeniyette batılılaşan, mazlum milletlere örnek milli bir devlet kuran ''yurtta sulh, cihanda sulh' 'ile devam eden ilkelerin vefatından 77 yıl sonra bugün aranıyor bütün dünyada…
Atatürk’üm, doksan iki yıl önce üzerimize olmadık oyunlarla gelen, devleti içeriden ve dışarıdan çökertmeye çalışan, dâhili ve harici ebedi düşmanlarımızın oyunlarını bozdun, hayallerini yıktın ''Türkiye Türkler içindir'' ve Türkiye bağımsız olmalıdır, bizler bağımsız yaşayalım diye gayret sarf ettin Anadolu’da…
Sevr'e razı olmayıp, Türk Milleti'nin, başka bir milletin boyunduruğu altında yaşamaması için, Türk’leri Anadolu'dan atmak isteyen Haçlıların üç yüz yıldır uyuttuğu Türk milletini tarihi uykudan uyandırıp Türk'ün mübarek kanı ile kurduğun sevgili devletim, tam bugün doksan iki yaşında…
Atam, yaşadıklarını sorgulaman, sentez yapman, attığın her adımı planlaman, hesaplaman, bizlere gelecek için hep rehber oldu. Cumhuriyet’in kurtuluş ve kuruluş günlerini, geçmişte istila edilen ve alev alev yanan gönüllerin başına gelenleri unutmadan yaşamanın gereğini vurgulamıştın vatanımızda…
Atam, öz vatanımız da çok değişik duygu ve düşüncelere sahip insanları devlet adamlığın sayesinde bir hedefe yöneltmen sayesinde ne mutlu Türk'üm diye yaşıyoruz bugün Anadolu’da…
Atam, ''Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir'' demen ve Türk Milletinin güçlü bir millet olması için, ilmin cahilliği yenmesi için, hayatı akla ve gerçeklere göre yaşayın dedin vatanımızda…
Atam, düşünme ve yorumlama yeteneğimizi geliştirip, ilmin yol gösterici sonsuz ışıkları ile gelişme ve kalkınmamıza engel olan doğal ve toplumsal olayları çözmemizi, insanlığın barış içinde yaşaması için çalışmamızı istedin vatanımızda…
Atatürk'ümün en büyük davası; Türk'ün vatanında medeni ve müreffeh olarak, insan haklarına saygılı, barışın öncüsü, sömürü ve emperyalizmin karşıtı, insanlar arasında renk, ırk, dil, din ayrımı yapmadan, çağın değişim ve yeniliklerine açık yaşamasını sağlamaktı vatanımızda…
Eminim ve eminiz ki, bizleri gözleyen ruhun aynı istekleri tekrar hatırlatıyor ve hatta emrediyor bize.
Bugün bizlere düşen görev;
Atatürk gibi ahlaklı, hukukun üstünlüğünü savunan, karakterli, cumhuriyetçi, yeniliklere açık, olumlu ve doğru düşünen, milli şuura ve milli birliğe önem veren, kimseye asla kin tutmayan ve affetmesini bilen, esnek ve merhametli, büyüklere saygı, küçüklere sevgi gösteren, milletine hizmeti ilke edinen, vatan için her türlü fedakârlığa katlanan, bilim, teknik ve her türlü medeniyet buluşlarından istifade ederek ufkun ötesini gören, onun gösterdiği aydınlıklar ulaşmak için çalışmak olmalıdır.
BİLAL GÜRER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder