22 Ağustos 2016 Pazartesi

Güçlü,büyük Türkiye'yi kim Cennete çevirecek,her yeri cehennem olmaktan kim kurtaracak?

Yıllardır büyüyen gafleti göremeyip siyasi ödün verenler mi?
1919 da ''hali görüp bu halden kurtulmak için,esir yaşamak bana yakışmaz diyerek,maziye yiğitliği ve ululuğu iade etmek için İstiklal harbini yapan,bir Vatanı ebedi Vatan yapmak ve bağımsız yaşamamızı sağlayan ATATÜRK ve silah arkadaşlarının mücadelesini anlamayanlar mı?
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Birlik ve Bütünlüğünü yıkmak,rejimini değiştirmek isteyen dış güçlerin maşaları olan terör örgütlerinin katliamlarını aşağılamak,kınamak yerine ortadan kaldırmak,yok etmek için mücadele yapmayıp,yaptığı mücadele de başarısız olanlar mı?
'' Milleti ''daha büyük çıkılması zor çukura düşürdüklerini,öfkenin, kinin gözleri kör,kulakları sağır ettiğini,aydınların,halkın,dini ve milli müesseselerin sivil toplum örgütlerinin tehlikenin büyüklüğünü görerek söylediklerini duymayanlar mı,göremeyenler mi?
''SEVR''i gerçekleştirmek isteyen emperyalistlerin,bugün yeşil kuşak projesini hayata geçirmek için T.C.Devlet'ini içeriden ve dışarıdan sosyal,kültürel ve ekonomik alanda can ve mal güvenliğinin olmadığı ortamları yaratarak çökertmeye çalıştıklarını anlamayanlar mı, görmeyenler mi?
Kendilerini Türkiyeli sayıp, bu ülkeden beslenen,helal,haram demeden para kazanmak için her yola baş vuran,avantaj ve menfaat zihniyeti ile her türlü teşvikleri alarak sıcak para kazanan,tüketici ve sorumsuz bir neslin yetişmesine göz yuman halkın masum sosyal,dini isteklerini yerine getirerek kandırıp Vatanımızı bölmek isteyen ve bölücülük yapanların bir dediğini iki etmeyip yerine getiren yöneticiler mi?
Milli,dini ve ahlaki her türlü değerleri,ben koruyacağım diye iktidar olan, Milletin iyi niyetini suistimal edip bu değerleri utanmadan, sıkılmadan ayakları altına alanlar ''NE MUTLU TÜRK'ÜM ''demeyi yasaklayanlar mı?,TÜRK BAYRAĞININ küçük düşürülmesine göz yumanlar mı?KURAN'I SİYASETE alet edenler mi?
Eğitimi milletin geleceği görüp Türk Vatanına sahip çıkacak bir nesil yetiştireceğine, tehlikeyi görmeyip eğitim-öğretim kurumlarında bıraktıkları boşluklardan yararlananların her türden eğitim kurumlarını kurmalarına göz yumarak,destekleyerek burada yetişen Anadolu'nun garip,yoksul Vatansever ailelerinin çocuklarını ileride milletin başına dert olacağı gerçeğini görmeyenler mi? uyarılara kulak asmayan,uyaranları azarlayanlar mı? tarihi uykudan uyanamayanlar mı? Vatanımızı bugünkü duruma getirenler mi?
Toplum mühendisliği projeleri ile düşmanlarımızın kontrolünde yetiştirilen ve belli önemli kurumları ele geçirenler kalplerinde, beyinlerinde bin bir türlü melanet bulunan ve egolarını tatmin etmek için milli ittifak yerine milletin gururunu zedeleyenler mi? sınıf kavgası çıkaranlara göz yumanlar mı?barış yerine saldırganlığa hak verenler mi?
Binlece yıllık tarih hayatımızda başımıza gelen kötü günleri bir daha yaşamamamız için ileriye nasıl bakmamızı,çağdaş ve birleştirici bir kimlik kazanmamız ve millet egemenliği ilkesiyle ülke bütünlüğüne önem veren,karşılaşılacak tehlikeleri anlatan ATATÜRK'ü ''Ey Türk Gençliği diye başlayan hitabesini'' ve bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletini içeriden ve dışarıdan yıkmaya çalışanlar mı?
ATATÜRK;
''Allah,lafla,siyasetle,düşmanın aldatıcı sözlerine kulak vererek görev yapanların musibetlerinden bu Milleti Korusun'' DEMİŞTİ.
Ama anlamadık,
BİLAL GÜRER
21-AĞUSTOS-2016
Daha fazla ifa

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Dostlar;
Dost doğru dost olanlardır,
Dost doğru dost oldukları için işlerinin gölgeleri de doğru olanlardır,
Biz insanlar,

Bir çok önemli şeyi seçmeden dünyaya geliriz,seçtiğimiz ve hayatımızdaki en önemli şey şahsiyetimizi ve fikri olgunluğumuzu geliştirecek,iyi huylu,güler yüzlü,tatlı dilli ve ruhi gıdamız olan dostlarımızdır,

Dostluk,iki yüreği bir yürek yapmak için akan bir nehir gibidir. gittiği yeri de temizler geldiği yeri de önemli olan darbe vurup,samimiyeti kırıp yıkmamasıdır,

Dost,aileden biri gibidir,birbirini anlayandır,sevendir,iyi vakit geçirdiğinizdir,kendinize bile söyleyemediklerinizi konuşabileceğiniz kadar içinizdir,kalbinizdir,aklınızdır,

Dostluğun başarılı olması için almaktan çok vermeyi göze alanlar, dostunun ihtiyaçlarını kendi tercihlerinden ve rahatından önde tutanlardır.

Saygıda,sevgide,acımada ölçülü,merhametleri bol,birbirlerine samimiyetle  ve sadakatle bağlı,ruhunun bütün gizli taraflarını konuşan ama bildiklerini satmayanlardır,

Fedakar oldukları için birbirlerinin derdini derdi edinen,kötü günde,dar zamanda ortadan kaybolmayan,diliyle kalbi bir,birbirlerinin gurur ve izzeti nefislerini koruyanlardır,

Birbirlerinin ve dostlarının hukukunu karşılıklı olarak eşit tutan,birbirlerinin huylarını zevklerini,duygularını beğenen,bir düşmanı bin dosttan fazla görüp dostlarını artırandır,

Bir birilerine doğruları doğru sözlerle söyleyebilen,söylendiğinde de incinmeyen,eğriye eğri,doğruya doğru diyebilen,menfaat için hakikati yalana değişmeyen temiz adamlardır,

 Birbirlerine itimat eden,güzel düşünüp,kendini doğrulara göre değiştiren, doğruyu seven, ona kavuşmak için işinde ve sözünde doğruluktan ayrılmayanlardır,

Ağır başlı ve alçak gönüllüdürler,birbirlerini ve başkalarını kıskanmazlar,kendilerine her söyleneni dinlerler ama inanmayıp,nankörlerin zararından herkesi koruyanlardır,

Gönül bağları ile birbirlerine bağlı oldukları için övünmekten,ön plana çıkmaktan kaçarlar,birbirini eleştirmekten,birbirini dinlemekten korkmaz,aksine birbirine faydalı olanlardır,

Mutlu ve uzun süreli dostlukların bir başka önemli unsuru da düşünceler ayrı da olsa karşılıklı saygıdır,hoşgörüdür ve dostların birbirlerinde kusur aramamalıdır,

Dosdoğru dost olanlar,dostluk ilişkilerinde birbirlerine karşı gevşeklik,laubalilik yapmalı,fitne ve fesat olanlardan kaçmalı, dedikodu yapanlardan uzak durmalıdır,

Hiç bir insan mükemmel değildir,dostlar birbirine zarar vermeden,yara açmadan temiz hesaplar içinde birbirlerinin yarasına merhem olmalıdır,

Öyle bir dostun olsun ki sıkıntıya düştüğünde,karşılaştığın zorlukları aşmak için en büyük dayanağın olsun.



BİLAL GÜRER

16-AĞUSTOS-2016

9 Ağustos 2016 Salı

VATAN VE DEVLET ADAMI;


Büyük devlet adamlarından Oğuz Han (Mete), kendisinden çorak bir toprak parçasını isteyen Çin elçisine, ''Toprak milletin köküdür,onu nasıl verebilirim?Benden eğerimi
isteyiniz vereyim,atımı isteyiniz vereyim,çadırımı isteyiniz vereyim fakat vatanımdan hiçbir kimse bir karış toprak istemesin veremem'' diyerek insanlık tarihine derin bir not düşer.



EY TÜRK:
Biz bizi unutunca,kendimizi ileriye hazırlayamadık.Cumhuriyetimizi reformlarla,şereflerle ve mutluluklarla taçlandırmaya devam edemedik. Ama bugün,ağır faturalar ödememek için tarihteki yıkılış  sebeplerimizi tahlil etmekten kaçınmamalıyız.

Tarihimizde yapılan nankörlüklerin fertlerden ziyade milletimizin hayat sayfalarını kirlettiğini bilmeliyiz,aldatanlara aldanıp içimizde suç işleyen,hata ve nankörlük yapanları unutmanın ise nankörlüklerin en büyüğü olduğunu unutmamalıyız.

Millet olarak biz aldanmamaya kararlı mıyız? Kararlıysak tarihimizdeki hatalar,gafletler,cehaletler ve ihanetleri sebep ve neticeleri ile aldatılışlara da ,aldanışlara da tahammül etmeden,karanlıkların sebebini teşhis edip aydınlıklara çıkmalıyız.

Gelecek günlerde,bilim,sanat,teknik,fikir ve kalem kahramanları yetiştirmek için,tarihimiz her yönü ile bilinmeli,iyisi ve kötüsü ile daima hatırlanmalı,dersler alıp birlik ve beraberliği sağlayan unsurların kaybolmaması için Atatürk'ün ''ortak payda'' amacını gerçekleştirmeye çalışmalıyız.

Türk tarihi açısından son dört yüz yıl, bir faciadır. İmparatorluk yağmalanmıştır, linç edilmiştir, bu gerçeği inkar edemeyiz. Bizi bizden iyi tanıyan batı zaaf dolu yöneticileri iş başına getirerek ''milli şuurumuzun paramparça edilmesini sağlamış,post kavgaları,bölünme senaryoları devam ettirilmiştir.” Bugün bundan dersler çıkarmalıyız.

Türk çınarını devirmek isteyen,dahili ve harici düşmanlar,1900’lü yıllardaki oyunlarını sahneye koyuyorlar. O zamanki reçeteyi bugünde geçerli saymaya çalışıyorlar. İbret alıp cevherimizin üstündeki kirleri temizleyerek, Türk Devlet felsefemiz içinde birleşip hayata geçirmek için birbirimizi anlayıp,birbirimizle birleşerek post kavgasını bir kenara bırakmalıyız.

Bugünün nesli Sevr'i iyi bilmelidir. Zaafa,bölünüşe,bayrak inkarcılarına,içeriden ve dışarıdan beslenen gaflete düşen, acımasız alçakların insanlık dışı eylemlerine prim vermemelidir. Vatan toprakları için görev yaparken şehit edilenlerin, kimsesiz bıraktığı eşleri,yetimleri ve evlat acısı çeken analarını unutmamalıdır.

DÜŞÜN
Senin törende vatan sevgisi,evlat sevgisi gibidir.

Ataların, söz konusu ''VATAN” olunca canını,malını bile vermemiş midir?
Ataların, bizler rahat yaşayalım diye, vatan yolunda,ailesini feda etmemiş midir?

DEVLET ADAMI:

 

Düşmanlıklar yaratmaz,olanlarla barış içinde yaşamak için ne gerekiyorsa  yapar ,ama düşmanlarını da unutmaz,

 

Kimlik mi,liyakat mı?toplumun hastalanmaması,milletin geleceğinin tehlikeye düşmemesi için,hakikate ve hakkaniyete önem vererek liyakat için harcanan emek,çaba,alın teri,göz nuru ile elde edilen bilginin çöpe atılmasına razı olmaz,

 

Aç gözlü olmaz,ayrıcalıklı konumundan yararlanıp kendi çıkarlarını gözetmez,

Yükseldikçe merhamet ve yardımseverlik duygularını artırmalıdır,

 

Asıl olan Millettir. Hizmet O'nadır ve her şey O'na layık olmalıdır. Devlet adamı, ufku ve idealleri olan ,milletinin değerlerini koruyan, kendisini yararlı olmak için yarınlara hazırlayan, gerçekleri görebilen ve yüreği vatan için çarpandır.

Bilal GÜRER