17 Nisan 2018 Salı

Gençlik?
En büyük hazine olan gençlerini huzurun, saadetin, fikir,sanat ve ahlâkın kaynağı olarak görmeyen, insanlığın önünü açacak şekilde yetiştiremeyen toplumlar,günümüzde bırakınız büyük atılımlara imza atmayı,varlıklarını bile sürdürmekte zorlanıyor,
Genç nüfusunu insan vücuduna hayat veren kan gibi göremeyip su gibi harcayan bir ülke Türkiye, ne yazık ki, çocuklarını ve gençlerini yoz ve yozlaştırıcı kültürel saldırılardan korumak,edep ve terbiye gibi üstün değerlerle gençlerini yetiştirmekte zorlanıyor,
İnsanın potansiyel olarak en yüksek olduğu dönem gençlik dönemidir,gençlerimizin zihnini, kalbini, ruhunu ve ufkunu açacak işlere imza ataması,medeniyetin yeniliklerinden faydalanıp ülkemizi geleceğin iyi günlerine taşıması için genç kuşağını kaybetmemesi gerekiyor,
Gençliğin bir dönem değil,bir ruh,bir hazine ve geleceğimizin en önemli gücü ve mimarı, ailelerimizin, toplumumuzun ve ülkemizin,geleceği olarak görüp geleceğe yetişkinlerin tecrübesi ile gençlerin heyecan ve aksiyonunu buluşturarak ulaşmamız gerekiyor,
Genç kuşağımızı kaybetmemek için,yenilikçi ve sorgulama mantığına sahip,analiz eden, ufku yaşadığı coğrafyanın dışına taşıyan,hayalı ve edepli,zamanın nesnesi değil,öznesi olan haksızlığa uğrayanın hakkını arayan bir gençliğin geleceği inşa edebileceğini bilmemiz gerekiyor,
Hz. Ali’nin de dediği gibi “ Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” Anlayışının diriltici tohumlarını ekmemiz,fikir de,sanat da,kültür de,kendi medeniyetimizi kurmak gençlerimizin elimizden alınmaması için ‘’eğitimin’’ önemini en hayati meselemiz olarak görmemiz gerekiyor,
Ülkesinin sorunlarını mesele edinen,meselesiz insanın ne yaparsa yapsın köle olacağını bilen yetenekli ve sorumluluk sahibi gençlerin inşasının, geleceğin inşası olduğunu,gençliğe sahip çıkmamanın bir soykırım olduğunu bilmek gerekiyor,
Gençlerin fikir dünyasının zihni, ahlaki, duygusal pek çok yönden kuşatılmasına engel olmamız, kişiliğinin şekillenmeye başladığı bir zaman diliminde ahlâki bir çevre içinde yaşamalarını sağlamamız bu doğrultuda bir reform yapmak da başarılı olmazsak yok olmaktan kurtulamayacağımızı bilmemiz gerekiyor,
Büyüklerimize yapılan saygısızlık,ne zaman otobüste yaşlılara yer vermemek için numara yapacak kadar yetiştirdiğimiz kötü gençleri kim yetiştirdi, neydi bizi bu duruma düşüren sebep hep mi dış güçler, sebebi içimizde aramak hiç mi aklımıza gelmez, gençliğin bu hale gelmesinin sebebi biz değil miyiz? Türk gençliği nereye gidiyor,
Sebep biziz biz.Okul + aile + çevre.Yüce olmak ,üstün olmak istiyorsak büyük,küçük demeden kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor.
T.C. Bilal Gürer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder