20 Eylül 2013 Cuma

                           


  
EVLİLİK ELBİSESİ -1-         
        
Analar-babalar bilmelisiniz ki en kıymetli varlıklarınız olan evlatlarınızı evlendirirken kız tarafı olarak,erkek tarafına demelisiniz  ki “Kızımız oğlunuz için elbise,Oğlan tarafı olarak kız tarafına demelisiniz ki Oğlumuz kızınız için elbise.'' Geleneklerimize göre, evlenme çağına gelmiş olanların evlenmesi gerekir. İnsanlar evlendikten sonra gerçek değerini kazanır. Bekarlar birer yarım insandır. Tıpkı yarım kollu makas gibi. Evlenmede zorlama olmamalıdır; çünkü, atalarımız demiş ki; gönülsüz pişen aş ya karın ağrıtır ya da baş. Evlenenler, bir can ortaklığı kuracaklarını, iki bedende bir ruh olacaklarını bilmeliler. Evlilik kalp ile aklın ortak aldığı bir karar sonunda gerçekleşmelidir. Nedeni de evliliği beden değil, ruh sürdürür. Evlenenler, kuvvete değil; ruha eş olmayı becerdikleri ölçüde mutlu olurlar. Sevmeden evlenenler, inanmadan  ibadet edenlerin durumuna düşer. Sevdiği eşi ve işi bulanlar, helalı-haramı bilenler, cenneti bu dünyada yaşarlar. Aile, mimari bir eserdir. Düşünülerek ve planlı şekilde kurulmalıdır.Planlama yapılırken eksik bir şey bırakılmamalı, bırakırsanız birbirinizin noksanını ararsınız. Evlenme hazırlıklarını yaparken imkanlarınız ölçüsünde önce ince ince planlar yapınız, planlarınızı yaparken gözünüzü dört açın; evlendikten sonra gözünüzü yarı yarıya kapatmanız gerekecektir. Evlilikte en büyük servet,huzurdur. Evlenecek çiftlerin dikkat edeceği en önemli konu dış güzellikten ziyade,huy güzelliğine dikkat etmeleridir. Çiftler içlerinde ki gerçek resimleri göstermeliler saklı, gizli bir taraf bırakmamalılar. İleride huzursuzluğa konu olabilecek detaylar açıkaçık konuşulmalı. Saklı gizli bir şey kalmamalı. Evlenecek olanlar birbirlerinin gözüne değil ağızlarından çıkan sözlere kulakları ile bakmalı. Böyle yapılırsa evlilik ağacına su vermiş olursunuz. Evlenecekler karşılıklı olarak birbirlerine güvenmeliler. Güven ipek kumaş gibidir onu asla buruşturmayın, eski haline döndürmek çok zordur.Düğünün sonu üzüntü olmasın. Evinize, işinize, aşınıza, sevginize ve saygınıza hiç mi hiç yalan girmesin. Yalan ile iman bir arada olamaz. Yalan çiçeklenir, ama meyve vermez. Yalan aynı zamanda insanı alçaltır. Yalan mızrağın çuvalda saklanması gibi bir şeydir, yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir. Ha yalan söylemişsin, ha hırsızlık yapmışsın. Aile içi iletişimi güzelleştirmek ve güçlendirmek için emrolunduğu gibi dosdoğru olmak gerekir. Doğru söylemek ne kadar önemli ise doğru dinlemekte o kadar önemlidir. Bilmeliyiz ki doğru söz kalbe temizlik getirir ve o kalp temiz düşünür.

           Evlilik elbisesini giyenler için yeni bir hayat başlıyor. Bu hayat yolculuğunda analar-babalar, akrabalar, dostlar evlenenlerin huzur dolu, mutluluk dolu, sağlık dolu güzel bir hayat geçirmelerini isterler, beklerler. Bu mutluluk elbisesini giyenler; birbirinize karşı sevginizi, saygınızı esirgemeyin. Bilmelisiniz ki içinizdeki sevgi kadar, saygı kadar var olacaksınız. sevmek en güzel huyunuz olsun. Birbirinize karşı her zaman, her yerde ve durumda saygıda kusur etmeyin.Öyle bir eviniz olsun ki bu evde birbirinizi karşılarken de, uğurlarken de öyle ince,öyle edep ve hayalı olun ki, birbirinizle tekrar buluştuğunuzda içiniz en güzel, en nezih duygularla dolsun. Yaşadığınız ev ister bir kulübe olsun, ister muhteşem bir konak orayı  edebinizle, hayanızla, inceliğinizle,misafir perverliğinizle, temizliğinizle, güzelliğinizle ve paylaşmanızla cennet haline getirirsiniz.Bütün bu güzellikleri komşularınızla ve herkesle paylaşmalısınız. Mutluluğu, huzuru, parada, eşyada, giyimde aramayın. Bölüşmeyi bilin ki tok olasınız. Sevme hissini israf etmeden seven olun,  güzel düşünün, güzel görün. Güzel düşünenler hayattan zevk alırlar. Daima olumlu olun. Ayrım yapmadan bütün insanlar için iyilik ve güzellik isteyin. Türk töresinde ''Yaratılanı hoş gör, Yaradan'dan ötürü''anlayışı, yaşantımız olmuştur. Unutmayın,  bir insan başkasının acısını duyabiliyorsa insandır.İnsanları sevin, onlara saygı duyun. Hayatın bir mücadele arenası olduğunu unutmadan her doğan güne sıfırdan başlamak gerekir. Her güne bir amaçla başlamalıyız. Hatırlayıp da üzüleceğimiz hiçbir iş yapmadan yaşamalıyız ki; dünyamız güzel, hayatımız tatlı olsun. Amacımız; kavgayı barışa, karanlığı ışığa, çirkinliği güzelliğe dönüştürebilmek, kabul ettirebilmektir. En büyük başarı kendimizi düşmanımıza bile sevdirebilmek, saydırabilmek, ondan bir dost kazanabilmek olmalıdır. İlim ve hüner öğrenme peşinde koşmalıyız.  Bilmeliyiz ki; ilim aklın, ibadet kalbin gıdasıdır. Bilgi, insanı güzelleştirir. Öğrendiğin ilimin kafanda durması önemli değildir, mühim olan fayda vermesidir. Hayat, her şeye rağmen yürüyenlerindir. Hayat hiçbir zaman geriye adım atmaz.Amacımız, her doğan günü daha iyi,daha güzel yaşamak olmalı, anlamı ve faydası olan işlerle uğraşarak acıyı bal yapmalıyız. Her sabah dünya yeniden kuruluyor. Dün geçip gitti, gelmez de, getiremezsin de; ama acı, ama tatlı. Yarının da nelere gebe olduğunu bilemeyiz. Ama şu an yaşıyoruz. Mühim olan, yaşadığımız anı en güzel, en hayırlı, insanlığa en yararlı işlerle geçirmeyelim. Dün de kalan ve kaçırdığımız güzellikleri bugün neden yapmayalım. Allah yarattığı her şeyi insan olarak senin için yarattığına göre yaşamak veya sahip olmak, bilmek, anlamak, idrak etmek demek değildir. Farkına varılamayan şeyler bizim için yok demektir. Bak ama, baktığını gören ol. Bakmasını bilmezsen göremezsin. Yapamayanlara bakmayın o zaman sizde istediklerinizi yaparsınız. Tekrarı yok bazı şeylerin hayat gibi, ömür gibi, aşk gibi. Bunları güzelliklerle öyle doludolu yaşayalım ki ileride hatıra olarak anlatalım.


            Evlilik elbisesini giyenler; mutlu olan, başkalarını da mutlu eder. İyi yaşamak önemli değil, yaşamayı iyi bitirmek önemlidir.En azla yetinmeye ve bundan bile mutluluk çıkarmaya çalışırsak mutlu oluruz. Erkek bazen sağır, bayan bazen kör olabilmelidir. Bu körlük ve sağırlık gelincik ömrü kadar kısa, mutlulukda bir ömür kadar uzun olmalıdır. Gül yüzünüzden tebessüm hiç eksik olmasın. Bir güzelliği görmek, bilmek ve değerlendirmek çok önemlidir. Hayatta birisini sevmek ve onun tarafından sevilmek kadar güzel bir şey olabilir mi? İnsanlar hayatta sevgileri kadar vardırlar. Sevginin doldurduğu bir kalp Allah'a daha yakındır. Yunus,''taş gönülden ne biter?'' der.Ancak sevgi ve saygıyla, edep ve incelikle dolu kalpler mutluluğu sağlayan rahmet ve bereketi görebilirler. İşte o zaman, hayat yaşanmaya değer. Gerilimden,stresten,huzuru bozan her şeyden uzak kalmalıyız. Sevmeliyiz. Daha çok sevmeliyiz. Sevmek, sevdiğinin hayatını yaşamaktır. Allah'ın içimize koyduğu en büyük nimet olan ve içimizi aydınlatan dünyamızın ikinci güneşi batmasın. Ruhu güzel olanlar sever. Evlilik elbisesini giyenler ''sevgi öyle bir ilaçtır ki; hem vereni, hem de alanı iyileştirir.''Sevin ve sevimli olun.

                                                                       BİLAL GÜRER
                                                                       AYVALIK 
                                                                       19 EYLÜL 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder